بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَجَنَّٰتٍ أَلۡفَافًا ١٦

Ve sarmaş dolaş bağlar bağçeler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve sarmaş dolaş bahçeler yetirelim.

– İbni Kesir

(14-16) Taneler, bitkiler, sarmaş dolaş bahçeler çıkaralım diye yağmur yüklü yoğun bulutlardan şarıl şarıl yağmur yağdırdık.

– Diyanet İşleri

(15-16) Onunla dâne, nebat ve (ağadan birbirine) sarmaşmış bağçeler çıkaralım diye.

– Hasan Basri Çantay

(15-16) Onunla taneler, bitkiler ve birbirine sarmaş dolaş olmuş ağaçlı bahçeler çıkaralım.

– Seyyid Kutub

إِنَّ يَوۡمَ ٱلۡفَصۡلِ كَانَ مِيقَٰتٗا ١٧

Şüphesiz ki o fasıl günü bir miykat olmuştur.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu, hüküm günü; ta'yin edilmiş bir vakittir.

– İbni Kesir

Şüphesiz hüküm ve ayırma günü belirlenmiş bir vakittir.

– Diyanet İşleri

Şübhe yok ki o (hak ile batılı) ayırd etme ve hukûm verme günü ta'yîn edilmiş bir vakıtdır,

– Hasan Basri Çantay

Muhakkak ki hüküm günü, belirlenmiş bir vakittir.

– Seyyid Kutub

يَوۡمَ يُنفَخُ فِي ٱلصُّورِ فَتَأۡتُونَ أَفۡوَاجٗا ١٨

O gün ki sur üfürülür derken gelirsiniz fevcâ fevc.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sur'a üfürüldüğü gün, hepiniz bölük bölük gelirsiniz.

– İbni Kesir

Bu, sûra üfürüleceği gün gerçekleşir ve siz bölük bölük gelirsiniz.

– Diyanet İşleri

o gün «Suur» a üfürülecek de hepiniz bölük bölük geleceksiniz,

– Hasan Basri Çantay

Sur'a üflendiği gün, bölük bölük Allah'a gelirsiniz.

– Seyyid Kutub

وَفُتِحَتِ ٱلسَّمَآءُ فَكَانَتۡ أَبۡوَٰبٗا ١٩

Semâ da açılmış olmuştur ebvab.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gök açılmış, kapı kapı olmuştur.

– İbni Kesir

Gök açılır ve kapı kapı olur.

– Diyanet İşleri

(o gün) gök açılmış, kapı kapı olmuş,

– Hasan Basri Çantay

O gün gökyüzü açılır ve orada pek çok kapılar oluşur.

– Seyyid Kutub

وَسُيِّرَتِ ٱلۡجِبَالُ فَكَانَتۡ سَرَابًا ٢٠

Ve dağlar yütürülmüş olmuştur serab.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Dağlar yürütülmüş, serab olmuştur.

– İbni Kesir

Dağlar yürütülür, serap hâline gelir.

– Diyanet İşleri

dağlar (yerlerinden koparılıb) yürütülmüş, bir serab haaline gelmişdir.

– Hasan Basri Çantay

Dağlar yürütülür, serap haline gelir.

– Seyyid Kutub

إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتۡ مِرۡصَادٗا ٢١

Şüphesiz ki cehennem olmuştur mırsad.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Şüphesiz ki cehennem; bir gözetleme yeridir.

– İbni Kesir

(21-23) Şüphesiz cehennem, bir gözetleme yeridir; azgınlar için, içinde çağlar boyu kalacakları bir dönüş yeridir.

– Diyanet İşleri

Şübhesiz ki cehennem bir pusudur.

– Hasan Basri Çantay

Cehennem de suçluları gözetleyip durmaktadır.

– Seyyid Kutub

لِّلطَّٰغِينَ مَـَٔابٗا ٢٢

Azgınlar için bir meâb.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Azgınlar için varılacak bir yer.

– İbni Kesir

(21-23) Şüphesiz cehennem, bir gözetleme yeridir; azgınlar için, içinde çağlar boyu kalacakları bir dönüş yeridir.

– Diyanet İşleri

Azgınların dönüb dolaşıb girecekleri bir yerdir.

– Hasan Basri Çantay

Orası azgınların varacağı yerdir.

– Seyyid Kutub

لَّٰبِثِينَ فِيهَآ أَحۡقَابٗا ٢٣

Devirlerce içine kalacaklar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sonsuz devirler boyunca orada kalacaklardır.

– İbni Kesir

(21-23) Şüphesiz cehennem, bir gözetleme yeridir; azgınlar için, içinde çağlar boyu kalacakları bir dönüş yeridir.

– Diyanet İşleri

Sonsuz devirler boyunca içinde kalacaklar,

– Hasan Basri Çantay

Orada sonsuza dek kalacaklardır.

– Seyyid Kutub

لَّا يَذُوقُونَ فِيهَا بَرۡدٗا وَلَا شَرَابًا ٢٤

Ne bir serinlik tatacaklar ne de bir şarap.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Orada serinlik ve içecekler tadamayacaklardır.

– İbni Kesir

Orada ne bir serinlik ve ne de içecek bir şey tadacaklar!

– Diyanet İşleri

orada ne bir serinlik, ne de içilecek bir şey tatmayacaklar.

– Hasan Basri Çantay

Orada ne bir serinlik ne de içilecek bir şey tadarlar.

– Seyyid Kutub

إِلَّا حَمِيمٗا وَغَسَّاقٗا ٢٥

Ancak bir hamîm ve bir gassak.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sade kaynar bir su ve bir de irinden başka.

– İbni Kesir

(25-26) Ancak, uygun bir ceza olarak kaynar su ve irin içecekler.

– Diyanet İşleri

Sâde bir kaynar su, bir de irin (içeceklerdir),

– Hasan Basri Çantay

Yalnız kaynar su ve irin içerler.

– Seyyid Kutub

جَزَآءٗ وِفَاقًا ٢٦

Bir ceza ki bervechi vifak.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İşlediklerine uygun bir ceza olarak.

– İbni Kesir

(25-26) Ancak, uygun bir ceza olarak kaynar su ve irin içecekler.

– Diyanet İşleri

(Amellerine) uyaun bir ceza olarak.

– Hasan Basri Çantay

Yaptıklarına uygun bir ceza olarak

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu