بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَأَنزَلْنَا مِنَ ٱلْمُعْصِرَٰتِ مَآءً ثَجَّاجًا ﴿١٤

Sıkıştırılmlşlardan da şarıl şarıl bir su indirdik.

— İbni Kesir

لِّنُخْرِجَ بِهِۦ حَبًّا وَنَبَاتًا ﴿١٥

Ki onunla taneler ve bitkiler çıkaralım.

— İbni Kesir

وَجَنَّٰتٍ أَلْفَافًا ﴿١٦

Ve sarmaş dolaş bahçeler yetirelim.

— İbni Kesir

إِنَّ يَوْمَ ٱلْفَصْلِ كَانَ مِيقَٰتًا ﴿١٧

Doğrusu, hüküm günü; ta'yin edilmiş bir vakittir.

— İbni Kesir

يَوْمَ يُنفَخُ فِى ٱلصُّورِ فَتَأْتُونَ أَفْوَاجًا ﴿١٨

Sur'a üfürüldüğü gün, hepiniz bölük bölük gelirsiniz.

— İbni Kesir

وَفُتِحَتِ ٱلسَّمَآءُ فَكَانَتْ أَبْوَٰبًا ﴿١٩

Gök açılmış, kapı kapı olmuştur.

— İbni Kesir

وَسُيِّرَتِ ٱلْجِبَالُ فَكَانَتْ سَرَابًا ﴿٢٠

Dağlar yürütülmüş, serab olmuştur.

— İbni Kesir

إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتْ مِرْصَادًا ﴿٢١

Şüphesiz ki cehennem; bir gözetleme yeridir.

— İbni Kesir

لِّلطَّٰغِينَ مَـَٔابًا ﴿٢٢

Azgınlar için varılacak bir yer.

— İbni Kesir

لَّٰبِثِينَ فِيهَآ أَحْقَابًا ﴿٢٣

Sonsuz devirler boyunca orada kalacaklardır.

— İbni Kesir

لَّا يَذُوقُونَ فِيهَا بَرْدًا وَلَا شَرَابًا ﴿٢٤

Orada serinlik ve içecekler tadamayacaklardır.

— İbni Kesir

AYARLAR