بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَوَٰقِعٌ ﴿٧

Size vaadedilen mutlaka olacaktır.

— İbni Kesir

فَإِذَا ٱلنُّجُومُ طُمِسَتْ ﴿٨

Yıldızlar söndürüldüğü zaman,

— İbni Kesir

وَإِذَا ٱلسَّمَآءُ فُرِجَتْ ﴿٩

Gök yarıldığı vakit,

— İbni Kesir

وَإِذَا ٱلْجِبَالُ نُسِفَتْ ﴿١٠

Dağlar atıldığı zaman,

— İbni Kesir

وَإِذَا ٱلرُّسُلُ أُقِّتَتْ ﴿١١

Peygamberlerin vakti geldiği zaman,

— İbni Kesir

لِأَىِّ يَوْمٍ أُجِّلَتْ ﴿١٢

Hangi güne ertelenmişti?

— İbni Kesir

لِيَوْمِ ٱلْفَصْلِ ﴿١٣

Hüküm gününe,

— İbni Kesir

وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا يَوْمُ ٱلْفَصْلِ ﴿١٤

Hüküm gününü hangi şey bildirdi sana?

— İbni Kesir

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ ﴿١٥

O gün; yalanlayanların vay haline.

— İbni Kesir

أَلَمْ نُهْلِكِ ٱلْأَوَّلِينَ ﴿١٦

Öncekileri Biz helak etmedik mi?

— İbni Kesir

ثُمَّ نُتْبِعُهُمُ ٱلْءَاخِرِينَ ﴿١٧

Ardından sonrakileri de onların arkasına takacağız.

— İbni Kesir

AYARLAR