بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

هَٰذَا يَوْمُ ٱلْفَصْلِۖ جَمَعْنَٰكُمْ وَٱلْأَوَّلِينَ ﴿٣٨

Bu işte o fasıl günü topladık sizi ve evvelkileri.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَإِن كَانَ لَكُمْ كَيْدٌ فَكِيدُونِ ﴿٣٩

Varsa bir fenniniz atlatın beni.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ ﴿٤٠

Vay haline o gün yalan diyenlerin.

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّ ٱلْمُتَّقِينَ فِى ظِلَٰلٍ وَعُيُونٍ ﴿٤١

Şüphesiz ki (korunan) müttakîler gölgelerde kaynaklar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَفَوَٰكِهَ مِمَّا يَشْتَهُونَ ﴿٤٢

Ve canlarının istediğinden meyveler içindedirler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

كُلُواْ وَٱشْرَبُواْ هَنِيٓـًٔۢا بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ ﴿٤٣

Yeyin, için âfiyet olsun işlediğiniz amellere mukabil.

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجْزِى ٱلْمُحْسِنِينَ ﴿٤٤

İşte biz muhsinleri böyle karşılarız.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ ﴿٤٥

Vay halina o gün yalan diyenlerin.

— Elmalılı Hamdi Yazır

كُلُواْ وَتَمَتَّعُواْ قَلِيلًا إِنَّكُم مُّجْرِمُونَ ﴿٤٦

Yeyin, zevk edin biraz, çünkü mücrimlersiniz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ ﴿٤٧

Vay haline o gün yalan diyenlerin.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ ٱرْكَعُواْ لَا يَرْكَعُونَ ﴿٤٨

Yerler, içerler de rükû' edin denildiği zaman onlara, rükû' etmezler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR