بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّا نَخَافُ مِن رَّبِّنَا يَوۡمًا عَبُوسٗا قَمۡطَرِيرٗا ١٠

Doğrusu Biz; suratları astırdıkça astıracak bir günde Rabbımızdan korkarız.

– İbni Kesir

فَوَقَىٰهُمُ ٱللَّهُ شَرَّ ذَٰلِكَ ٱلۡيَوۡمِ وَلَقَّىٰهُمۡ نَضۡرَةٗ وَسُرُورٗا ١١

Allah da onları, o günün şerrinden korumuştur. Ve onlara bir güzellik, bir sevinç vermiştir.

– İbni Kesir

وَجَزَىٰهُم بِمَا صَبَرُواْ جَنَّةٗ وَحَرِيرٗا ١٢

Sabretmelerine karşılık, onları cennet ve ipekle mükafatlandırmıştır.

– İbni Kesir

مُّتَّكِـِٔينَ فِيهَا عَلَى ٱلۡأَرَآئِكِۖ لَا يَرَوۡنَ فِيهَا شَمۡسٗا وَلَا زَمۡهَرِيرٗا ١٣

Orada tahtlara yaslanırlar, ne yakıcı sıcak ne de dondurucu soğuk görmezler.

– İbni Kesir

وَدَانِيَةً عَلَيۡهِمۡ ظِلَٰلُهَا وَذُلِّلَتۡ قُطُوفُهَا تَذۡلِيلٗا ١٤

Meyve ağaçlarının gölgeleri üzerlerine sarkmış ve meyveleri de aşağı eğdirilmiştir.

– İbni Kesir

وَيُطَافُ عَلَيۡهِم بِـَٔانِيَةٖ مِّن فِضَّةٖ وَأَكۡوَابٖ كَانَتۡ قَوَارِيرَا۠ ١٥

Çevrelerinde gümüş kupalar ve billur kaseler dolaştırılır.

– İbni Kesir

قَوَارِيرَاْ مِن فِضَّةٖ قَدَّرُوهَا تَقۡدِيرٗا ١٦

Billurları gümüş gibi parlaktır. Mikdarını onlar takdir etmiştir.

– İbni Kesir

وَيُسۡقَوۡنَ فِيهَا كَأۡسٗا كَانَ مِزَاجُهَا زَنجَبِيلًا ١٧

Orada karışımı zencefil olan bir kadehten de içirilirler.

– İbni Kesir

عَيۡنٗا فِيهَا تُسَمَّىٰ سَلۡسَبِيلٗا ١٨

Orada bir pınardır ki, Selsebil adı verilir.

– İbni Kesir

۞ وَيَطُوفُ عَلَيۡهِمۡ وِلۡدَٰنٞ مُّخَلَّدُونَ إِذَا رَأَيۡتَهُمۡ حَسِبۡتَهُمۡ لُؤۡلُؤٗا مَّنثُورٗا ١٩

Çevrelerinde ölümsüz gençler dolaşır ki; onları gördüğünde saçılmış bir inci sanırsın.

– İbni Kesir

وَإِذَا رَأَيۡتَ ثَمَّ رَأَيۡتَ نَعِيمٗا وَمُلۡكٗا كَبِيرًا ٢٠

Nereye baksan; orada bir nimet ve büyük bir mülk görürsün.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu