بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَجُمِعَ ٱلشَّمۡسُ وَٱلۡقَمَرُ ٩

Ve Güneş ve Ay toplanır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Güneş ve ay bir araya getirildiğinde,

– İbni Kesir

(7-10) Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan “kaçış nereye?” diyecektir.

– Diyanet İşleri

(7-8-9) İşte göz (hayret ve dehşetle) kamaşdığı, ay tutul (ub karardığı, güneşle ay bir araya getirildiği zaman,

– Hasan Basri Çantay

Güneş ile ay biraraya getirildiği zaman,

– Seyyid Kutub

يَقُولُ ٱلۡإِنسَٰنُ يَوۡمَئِذٍ أَيۡنَ ٱلۡمَفَرُّ ١٠

Der o insan o gün: nereye kaçmalı? (eynel'mefer).

– Elmalılı Hamdi Yazır

O gün, insan; kaçacak yer nerede? der.

– İbni Kesir

(7-10) Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan “kaçış nereye?” diyecektir.

– Diyanet İşleri

(Evet) o gün insan «Kaçış nereye?» diyecek.

– Hasan Basri Çantay

İnsan o gün «Nereye kaçmalı?» der.

– Seyyid Kutub

كـَلَّا لَا وَزَرَ ١١

Hayır hayır, yok bir siper.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hayır, hiç bir sığınak yoktur.

– İbni Kesir

Hayır, hiçbir sığınacak yer yoktur.

– Diyanet İşleri

Hayır, hiçbir sığınak yok.

– Hasan Basri Çantay

Hayır hayır! Sığınılacak bir yer yok.

– Seyyid Kutub

إِلَىٰ رَبِّكَ يَوۡمَئِذٍ ٱلۡمُسۡتَقَرُّ ١٢

Rabb’inedir ancak o gün karar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O gün, herkesin duracağı yer, ancak Rabbının huzurudur.

– İbni Kesir

O gün varıp durulacak yer, sadece Rabbinin huzurudur.

– Diyanet İşleri

O gün herkesin (varıb) duracağı yer ancak Rabbin (in huzuuru) dur.

– Hasan Basri Çantay

O gün tek varılacak yer Rabbinin huzurudur.

– Seyyid Kutub

يُنَبَّؤُاْ ٱلۡإِنسَٰنُ يَوۡمَئِذِۭ بِمَا قَدَّمَ وَأَخَّرَ ١٣

Ayıtılır insan o gün, yaptıkları ile mukaddem, müahhar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O gün, önde ve sonda ne yaptıysa insana bildirilir.

– İbni Kesir

O gün insana, yapıp önden gönderdiği ve yapmayıp geri bıraktığı şeyler haber verilir.

– Diyanet İşleri

O gün insana, önden yolladığı şeyler (amel ve hareketler) le geri bırakdığı (ne varsa, hepsi) haber verilecek.

– Hasan Basri Çantay

O gün insanın gerek yapıp önünden gönderdiği, gerekse arkasında izleri kalan tüm işleri kendisine bildirilir.

– Seyyid Kutub

بَلِ ٱلۡإِنسَٰنُ عَلَىٰ نَفۡسِهِۦ بَصِيرَةٞ ١٤

Doğrusu insan kendine karşı bir basîrettir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Daha doğrusu insan, kendi kendinin şahididir.

– İbni Kesir

(14-15) Hatta, mazeretlerini ortaya koysa da, o gün insan kendi aleyhine şahittir.

– Diyanet İşleri

Daha doğrusu insan (bizzat) kendisine karşı bir şâhiddir.

– Hasan Basri Çantay

Aslında insan kendi kendinin denetleyicisidir.

– Seyyid Kutub

وَلَوۡ أَلۡقَىٰ مَعَاذِيرَهُۥ ١٥

Dökse de ortaya maziretlerini.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ma'zeretlerini sayıp dökse de.

– İbni Kesir

(14-15) Hatta, mazeretlerini ortaya koysa da, o gün insan kendi aleyhine şahittir.

– Diyanet İşleri

Velev ki o, (bütün) ma'ziretlerini (meydana) atmış olsun.

– Hasan Basri Çantay

Birtakım mazeretler ileri sürse de.

– Seyyid Kutub

لَا تُحَرِّكۡ بِهِۦ لِسَانَكَ لِتَعۡجَلَ بِهِۦٓ ١٦

Depretme ona dilini iyvedinden onu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onu acele etmen için dilini onunla beraber oynatma.

– İbni Kesir

(Ey Muhammed!) Onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma.

– Diyanet İşleri

Onu acele (kavrayıb ezber) etmen için (Cebrâîl vahyi iyice bitirmeden) dilini onunla depretme.

– Hasan Basri Çantay

Ey Muhammed, Cebrail sana Kur'an'ı okurken, acele edip onun söylediklerini tekrarlama.

– Seyyid Kutub

إِنَّ عَلَيۡنَا جَمۡعَهُۥ وَقُرۡءَانَهُۥ ١٧

Çünkü bize aiddir onun cemi ve Kur’an’ı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Şüphesiz onu toplamak ve okutmak Bize aittir.

– İbni Kesir

Şüphesiz onu toplamak ve okumak bize aittir.

– Diyanet İşleri

Onu (göğsünde) toplamak, onu (dilinde akıtıb) okutmak şübhesiz bize âiddir.

– Hasan Basri Çantay

Bu Kur'an'ı senin hafızanda toplamak ve sana okumak bize düşen bir iştir.

– Seyyid Kutub

فَإِذَا قَرَأۡنَٰهُ فَٱتَّبِعۡ قُرۡءَانَهُۥ ١٨

Biz okudukmu o vakit takip et o Kur’an’ı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Öyleyse Biz, onu okuduğumuz vakit; sen, onun okunuşunu dinle.

– İbni Kesir

O hâlde, biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşuna uy.

– Diyanet İşleri

Öyleyse biz onu okuduğumuz vakit sen onun kıraatine uy.

– Hasan Basri Çantay

Sana onu okuduğumuzda, onun okunuşunu izle.

– Seyyid Kutub

ثُمَّ إِنَّ عَلَيۡنَا بَيَانَهُۥ ١٩

Sonra bize aiddir yine onun beyanı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra şüphesiz onu açıklamak da Bize aittir.

– İbni Kesir

Sonra onu açıklamak da bize aittir.

– Diyanet İşleri

Sonra onu açıklamak da hakıykat bize âiddir.

– Hasan Basri Çantay

Sonra onu sana açıklamak da bize düşen bir iştir.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu