بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

بَلَىٰ قَٰدِرِينَ عَلَىٰٓ أَن نُّسَوِّيَ بَنَانَهُۥ ٤

Evet derleriz kadir olarak tesviyeye bile parmaklarını.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Evet, Biz parmak uçlarını bile düzeltmeye kadiriz.

– İbni Kesir

Evet bizim, onun parmak uçlarını bile düzenlemeye gücümüz yeter.

– Diyanet İşleri

Evet, biz parmak uçlarını bile derleyib iade etmiye kaadiriz.

– Hasan Basri Çantay

Hayır, onun parmak uçlarını bile yeniden yapılandırmaya gücümüz yeter.

– Seyyid Kutub

بَلۡ يُرِيدُ ٱلۡإِنسَٰنُ لِيَفۡجُرَ أَمَامَهُۥ ٥

Fakat insan ister önünde fücur etmesini.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Fakat insan, önündekini yalanlamak ister de;

– İbni Kesir

Fakat insan önünü (geleceğini, kıyameti) yalanlamak ister.

– Diyanet İşleri

Fakat insan, önündeki (o kıyameti) yalanlamak diler.

– Hasan Basri Çantay

Aslında insan günahkârlığı önüne, geleceğine yaymak istiyor.

– Seyyid Kutub

يَسۡـَٔلُ أَيَّانَ يَوۡمُ ٱلۡقِيَٰمَةِ ٦

Sorar: ne zaman diye o kıyamet günü.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kıyamet günü de ne zamanmış? diye sorar.

– İbni Kesir

“O kıyamet günü ne zaman?” diye sorar.

– Diyanet İşleri

«Kıyamet günü (de) ne zaman (mış» diye) sorar.

– Hasan Basri Çantay

Bu yüzden «Kıyamet günü ne zaman?» diye soruyor.

– Seyyid Kutub

فَإِذَا بَرِقَ ٱلۡبَصَرُ ٧

Ne vakit ki o göz şimşek çakar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Göz kamaştığında,

– İbni Kesir

(7-10) Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan “kaçış nereye?” diyecektir.

– Diyanet İşleri

(7-8-9) İşte göz (hayret ve dehşetle) kamaşdığı, ay tutul (ub karardığı, güneşle ay bir araya getirildiği zaman,

– Hasan Basri Çantay

Gözler korkudan fıldır fıldır döndükleri zaman,

– Seyyid Kutub

وَخَسَفَ ٱلۡقَمَرُ ٨

Ay tutulduğunda,

– İbni Kesir

(7-10) Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan “kaçış nereye?” diyecektir.

– Diyanet İşleri

(7-8-9) İşte göz (hayret ve dehşetle) kamaşdığı, ay tutul (ub karardığı, güneşle ay bir araya getirildiği zaman,

– Hasan Basri Çantay

Ay karardığı zaman,

– Seyyid Kutub

وَجُمِعَ ٱلشَّمۡسُ وَٱلۡقَمَرُ ٩

Ve Güneş ve Ay toplanır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Güneş ve ay bir araya getirildiğinde,

– İbni Kesir

(7-10) Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan “kaçış nereye?” diyecektir.

– Diyanet İşleri

(7-8-9) İşte göz (hayret ve dehşetle) kamaşdığı, ay tutul (ub karardığı, güneşle ay bir araya getirildiği zaman,

– Hasan Basri Çantay

Güneş ile ay biraraya getirildiği zaman,

– Seyyid Kutub

يَقُولُ ٱلۡإِنسَٰنُ يَوۡمَئِذٍ أَيۡنَ ٱلۡمَفَرُّ ١٠

Der o insan o gün: nereye kaçmalı? (eynel'mefer).

– Elmalılı Hamdi Yazır

O gün, insan; kaçacak yer nerede? der.

– İbni Kesir

(7-10) Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan “kaçış nereye?” diyecektir.

– Diyanet İşleri

(Evet) o gün insan «Kaçış nereye?» diyecek.

– Hasan Basri Çantay

İnsan o gün «Nereye kaçmalı?» der.

– Seyyid Kutub

كـَلَّا لَا وَزَرَ ١١

Hayır hayır, yok bir siper.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hayır, hiç bir sığınak yoktur.

– İbni Kesir

Hayır, hiçbir sığınacak yer yoktur.

– Diyanet İşleri

Hayır, hiçbir sığınak yok.

– Hasan Basri Çantay

Hayır hayır! Sığınılacak bir yer yok.

– Seyyid Kutub

إِلَىٰ رَبِّكَ يَوۡمَئِذٍ ٱلۡمُسۡتَقَرُّ ١٢

Rabb’inedir ancak o gün karar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O gün, herkesin duracağı yer, ancak Rabbının huzurudur.

– İbni Kesir

O gün varıp durulacak yer, sadece Rabbinin huzurudur.

– Diyanet İşleri

O gün herkesin (varıb) duracağı yer ancak Rabbin (in huzuuru) dur.

– Hasan Basri Çantay

O gün tek varılacak yer Rabbinin huzurudur.

– Seyyid Kutub

يُنَبَّؤُاْ ٱلۡإِنسَٰنُ يَوۡمَئِذِۭ بِمَا قَدَّمَ وَأَخَّرَ ١٣

Ayıtılır insan o gün, yaptıkları ile mukaddem, müahhar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O gün, önde ve sonda ne yaptıysa insana bildirilir.

– İbni Kesir

O gün insana, yapıp önden gönderdiği ve yapmayıp geri bıraktığı şeyler haber verilir.

– Diyanet İşleri

O gün insana, önden yolladığı şeyler (amel ve hareketler) le geri bırakdığı (ne varsa, hepsi) haber verilecek.

– Hasan Basri Çantay

O gün insanın gerek yapıp önünden gönderdiği, gerekse arkasında izleri kalan tüm işleri kendisine bildirilir.

– Seyyid Kutub

بَلِ ٱلۡإِنسَٰنُ عَلَىٰ نَفۡسِهِۦ بَصِيرَةٞ ١٤

Doğrusu insan kendine karşı bir basîrettir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Daha doğrusu insan, kendi kendinin şahididir.

– İbni Kesir

(14-15) Hatta, mazeretlerini ortaya koysa da, o gün insan kendi aleyhine şahittir.

– Diyanet İşleri

Daha doğrusu insan (bizzat) kendisine karşı bir şâhiddir.

– Hasan Basri Çantay

Aslında insan kendi kendinin denetleyicisidir.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu