بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

ثُمَّ أَوْلَىٰ لَكَ فَأَوْلَىٰٓ ﴿٣٥

Evet, gerektir sana o belâ gerek.

— Elmalılı Hamdi Yazır

أَيَحْسَبُ ٱلْإِنسَٰنُ أَن يُتْرَكَ سُدًى ﴿٣٦

Sanır mı insan muhmel bırakıla.

— Elmalılı Hamdi Yazır

أَلَمْ يَكُ نُطْفَةً مِّن مَّنِىٍّ يُمْنَىٰ ﴿٣٧

Değil miydi bir nutfe dökülen menîden?

— Elmalılı Hamdi Yazır

ثُمَّ كَانَ عَلَقَةً فَخَلَقَ فَسَوَّىٰ ﴿٣٨

Sonra bir aleka, oldu derken biçimine koydu, derken tesviye etti de.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَجَعَلَ مِنْهُ ٱلزَّوْجَيْنِ ٱلذَّكَرَ وَٱلْأُنثَىٰٓ ﴿٣٩

Yapdı ondan da iki eşi: erkek ve dişi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

أَلَيْسَ ذَٰلِكَ بِقَٰدِرٍ عَلَىٰٓ أَن يُحْۦِىَ ٱلْمَوْتَىٰ ﴿٤٠

O, ölüleri diriltmeye kadir değil mi?

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR