بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَإِذَا قَرَأۡنَٰهُ فَٱتَّبِعۡ قُرۡءَانَهُۥ ١٨

Biz okudukmu o vakit takip et o Kur’an’ı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Öyleyse Biz, onu okuduğumuz vakit; sen, onun okunuşunu dinle.

– İbni Kesir

O hâlde, biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşuna uy.

– Diyanet İşleri

Öyleyse biz onu okuduğumuz vakit sen onun kıraatine uy.

– Hasan Basri Çantay

Sana onu okuduğumuzda, onun okunuşunu izle.

– Seyyid Kutub

ثُمَّ إِنَّ عَلَيۡنَا بَيَانَهُۥ ١٩

Sonra bize aiddir yine onun beyanı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra şüphesiz onu açıklamak da Bize aittir.

– İbni Kesir

Sonra onu açıklamak da bize aittir.

– Diyanet İşleri

Sonra onu açıklamak da hakıykat bize âiddir.

– Hasan Basri Çantay

Sonra onu sana açıklamak da bize düşen bir iştir.

– Seyyid Kutub

كـَلَّا بَلۡ تُحِبُّونَ ٱلۡعَاجِلَةَ ٢٠

Hayır hayır siz peşîni seviyorsunuz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hayır, bilakis siz, çabuk geçeni seversiniz.

– İbni Kesir

(20-21) Hayır! Siz dünyayı seviyorsunuz ve ahireti bırakıyorsunuz.

– Diyanet İşleri

Yok yok, siz çarçabuk geçen (bu dünyây) i seversiniz.,

– Hasan Basri Çantay

Hayır hayır! Ey insanlar, sizler şu kısa süreli dünyayı seviyorsunuz.

– Seyyid Kutub

وَتَذَرُونَ ٱلۡأٓخِرَةَ ٢١

Ve Âhiret’i bırakıyorsunuz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve ahireti bırakırsınız.

– İbni Kesir

(20-21) Hayır! Siz dünyayı seviyorsunuz ve ahireti bırakıyorsunuz.

– Diyanet İşleri

Âhireti bırakırsınız.

– Hasan Basri Çantay

Ahireti gözardı ediyorsunuz.

– Seyyid Kutub

وُجُوهٞ يَوۡمَئِذٖ نَّاضِرَةٌ ٢٢

Nice yüzler o gün ışılar parlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bir takım yüzler o gün parlayacak,

– İbni Kesir

O gün birtakım yüzler aydındır.

– Diyanet İşleri

Yüzler (vardır) o gün ter-ü tazedir.

– Hasan Basri Çantay

O gün birtakım yüzler ışıl ışıl parlar.

– Seyyid Kutub

إِلَىٰ رَبِّهَا نَاظِرَةٞ ٢٣

Rabb’ine nâzır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Rabblarına bakacaklardır.

– İbni Kesir

Rablerine bakarlar.

– Diyanet İşleri

Rablerine bakacakdır.

– Hasan Basri Çantay

Onlar Rabblerine bakar.

– Seyyid Kutub

وَوُجُوهٞ يَوۡمَئِذِۭ بَاسِرَةٞ ٢٤

Nice yüzler de o gün ekşir pusarır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bir takım yüzler de asıktır.

– İbni Kesir

O gün birtakım yüzler de asıktır.

– Diyanet İşleri

Yüzler (vardır), o gün burtarıkdır.

– Hasan Basri Çantay

O gün birtakım suratlar da asıktır.

– Seyyid Kutub

تَظُنُّ أَن يُفۡعَلَ بِهَا فَاقِرَةٞ ٢٥

Anlar ki kendilerine bel kıran yapılır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Belkemiğinin kırılacağını anlar.

– İbni Kesir

Bel kemiklerini kıran bir felakete uğratılacaklarını anlarlar.

– Diyanet İşleri

Anlar ki kendisine bel kemiklerini kıracak çok belâ (lı bir iş) yapılacak.

– Hasan Basri Çantay

Bel kırıcı bir belaya uğrayacakları kaygısını taşırlar.

– Seyyid Kutub

كـَلَّآ إِذَا بَلَغَتِ ٱلتَّرَاقِيَ ٢٦

Hayır hayır ne zaman ki o can köprücüklere dayanır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Dikkat edin, köprücük kemiğine bir dayandığı zaman;

– İbni Kesir

(26-30) Hayır, can boğaza dayandığı, “Kimdir (bunu) iyi edecek?” dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevk ediliş, Rabbinedir.

– Diyanet İşleri

Gözünüzü açın, (can) köprücük kemiğine bir dayandığı zaman,

– Hasan Basri Çantay

Hayır hayır, can köprücük kemiğine dayandığı zaman.

– Seyyid Kutub

وَقِيلَ مَنۡۜ رَاقٖ ٢٧

Ve denilir: kim var bir okuyacak?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Çare bulacak kim? denir.

– İbni Kesir

(26-30) Hayır, can boğaza dayandığı, “Kimdir (bunu) iyi edecek?” dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevk ediliş, Rabbinedir.

– Diyanet İşleri

«Tedâvî edebilecek kim?» denildi (denilecek).

– Hasan Basri Çantay

Bu hastayı iyileştirecek biri yok mu? diye sorarlar.

– Seyyid Kutub

وَظَنَّ أَنَّهُ ٱلۡفِرَاقُ ٢٨

Ve sezer o dem temamelfirak.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve ayrılık vaktinin geldiğini anlar.

– İbni Kesir

(26-30) Hayır, can boğaza dayandığı, “Kimdir (bunu) iyi edecek?” dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevk ediliş, Rabbinedir.

– Diyanet İşleri

Ve (can çekişen) hakıykî bir ayrılış olduğunu anladı (anlayacak).

– Hasan Basri Çantay

Adam, ayrılma zamanının geldiğini anlar.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu