بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِلَّآ أَصۡحَٰبَ ٱلۡيَمِينِ ٣٩

Ancak ashabı yemîn.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ancak sağcılar müstesna.

– İbni Kesir

Ancak ahiret mutluluğuna eren kimseler başka.

– Diyanet İşleri

Ancak sağcılar böyle değil.

– Hasan Basri Çantay

Yalnız defterleri sağ yanlarından verilenler hariç.

– Seyyid Kutub

فِي جَنَّٰتٖ يَتَسَآءَلُونَ ٤٠

Cennetlerdedir, soruşdururlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Cennetlerdedirler. Sorarlar,

– İbni Kesir

(40-42) Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: “Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu?”

– Diyanet İşleri

(Onlar) cennetlerdedirler. Soruşurlar,

– Hasan Basri Çantay

Onlar cennetlerde ağırlanırlar. Sorarlar.

– Seyyid Kutub

عَنِ ٱلۡمُجۡرِمِينَ ٤١

Suçlulara;

– İbni Kesir

(40-42) Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: “Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu?”

– Diyanet İşleri

günahkârları (n hallerini):

– Hasan Basri Çantay

Günahkârlara:

– Seyyid Kutub

مَا سَلَكَكُمۡ فِي سَقَرَ ٤٢

Nedir, diye: sizi sekare sokan?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Nedir sizi Sekar'a sürükleyen?

– İbni Kesir

(40-42) Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: “Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu?”

– Diyanet İşleri

«Sizi cehenneme sokan nedir»?

– Hasan Basri Çantay

Sakar'a (cehenneme) girmenizin sebebi nedir? diye.

– Seyyid Kutub

قَالُواْ لَمۡ نَكُ مِنَ ٱلۡمُصَلِّينَ ٤٣

Derler: biz namaz kılanlardan değildik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Derler ki: Biz, namaz kılanlardan değildik,

– İbni Kesir

Onlar şöyle derler: “Biz namaz kılanlardan değildik.”

– Diyanet İşleri

(Günahkârlar) dediler (derler): «Biz namaz kılanlardan değildik».

– Hasan Basri Çantay

Cehennemlikler derler ki; «Biz namaz kılanlardan değildik.

– Seyyid Kutub

وَلَمۡ نَكُ نُطۡعِمُ ٱلۡمِسۡكِينَ ٤٤

Ve fukaraya yemek yedirmezdik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yoksulu doyurmazdık,

– İbni Kesir

“Yoksula yedirmezdik.”

– Diyanet İşleri

«Yoksula yedirmezdik»,

– Hasan Basri Çantay

Yoksulların karnını doyurmazdık.

– Seyyid Kutub

وَكُنَّا نَخُوضُ مَعَ ٱلۡخَآئِضِينَ ٤٥

Batakçılarla dalar giderdik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Dalanlarla birlikte biz de dalardık,

– İbni Kesir

“Batıla dalanlarla birlikte biz de dalardık.”

– Diyanet İşleri

«Biz de (baatıla) dalanlarla beraber dalardık»,

– Hasan Basri Çantay

Bizim gibi olanlarla birlikte asılsız ve bozguncu konuşmalara dalardık.

– Seyyid Kutub

وَكُنَّا نُكَذِّبُ بِيَوۡمِ ٱلدِّينِ ٤٦

Ve ceza gününe yalan derdik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve din gününü yalanlardık.

– İbni Kesir

“Ceza gününü de yalanlıyorduk.”

– Diyanet İşleri

«Ceza (ve hisâb) gününü de yalan sayardık».

– Hasan Basri Çantay

Hesap verme gününü inkar ederdik.

– Seyyid Kutub

حَتَّىٰٓ أَتَىٰنَا ٱلۡيَقِينُ ٤٧

Tâ gelinceye kadar bize o yakîn.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Nihayet ölüm bize gelip çattı.

– İbni Kesir

“Nihayet ölüm bize gelip çattı.”

– Diyanet İşleri

«Nihayet bize ölüm gelib çatdı».

– Hasan Basri Çantay

Sonunda bir de ölüm gelip çattı.»

– Seyyid Kutub

فَمَا تَنفَعُهُمۡ شَفَٰعَةُ ٱلشَّٰفِعِينَ ٤٨

Fakat fâide vermez o vakit şefaati şefaatçilerin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Artık onlara, şefaatçıların şefaatı fayda vermez.

– İbni Kesir

Artık şefaatçilerin şefaati onlara fayda vermez.

– Diyanet İşleri

Artık şefaat edicilerin hiçbir şefaati onlara fâide vermeyecek.

– Hasan Basri Çantay

Artık onlara şefaat edebilecek olanların aracılığı yarar sağlamaz.

– Seyyid Kutub

فَمَا لَهُمۡ عَنِ ٱلتَّذۡكِرَةِ مُعۡرِضِينَ ٤٩

Ya şimdi ne maziretleri var o öğüdden yüz çevirirlerken.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O halde bunlara ne oluyor ki öğütten yüz çeviriyorlar?

– İbni Kesir

Böyle iken onlara ne oluyor da, öğütten yüz çeviriyorlar?

– Diyanet İşleri

Böyle iken şunlara ne oluyor ki (haalâ) öğüd (kabul etmek) den yüz çeviricidirler?

– Hasan Basri Çantay

O halde onlar niye hatırlatmalara, öğütlere yüz çeviriyorlar?

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu