بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

ثُمَّ يَطْمَعُ أَنْ أَزِيدَ ﴿١٥

Sonra da tama eder ki daha artırayım.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra daha da artırmamı umar o.

— İbni Kesir

Sonra da o hırsla daha da artırmamı umar.

— Diyanet İşleri

Sonra da o (bütün bunlara rağmen) hırs ile daha da artırmamı ister.

— Hasan Basri Çantay

Böyleyken halâ daha çoğunu vermemi bekliyor.

— Seyyid Kutub

كَلَّآۖ إِنَّهُۥ كَانَ لِءَايَٰتِنَا عَنِيدًا ﴿١٦

Hayır, çünkü o bizim âyetlerimize bir anud kesildi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Hayır; çünkü o, ayetlerimize karşı bir inatçı kesildi.

— İbni Kesir

Hayır, umduğu gibi olmayacak. Çünkü o, bizim âyetlerimize karşı inatçıdır.

— Diyanet İşleri

Hayır (kat'iyyen artırmayacağım). Çünkü o, bizim âyetlerimize karşı alabildiğine bir inâdcı (kesilmiş) dir.

— Hasan Basri Çantay

Hayır, hayır! O ayetlerimize inatla karşı çıkıyor.

— Seyyid Kutub

سَأُرْهِقُهُۥ صَعُودًا ﴿١٧

Ben onu dimdik sarpa sardıracağım.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ben; onu sarp bir yokuşa sardıracağım.

— İbni Kesir

Ben onu dimdik bir yokuşa sardıracağım.

— Diyanet İşleri

Ben onu sarp bir yokuşa sardıracağım.

— Hasan Basri Çantay

Onu sarp bir yokuşa saracağım.

— Seyyid Kutub

إِنَّهُۥ فَكَّرَ وَقَدَّرَ ﴿١٨

Çünkü o bir düşündü, ölçtü biçti.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu o, düşündü ve ölçüp biçti.

— İbni Kesir

Çünkü o, düşündü taşındı, ölçtü biçti.

— Diyanet İşleri

Çünkü o (Kur'an hakkında ne diyeceğini) uzun uzadıya düşündü, (kendine göre gûyâ bir) ölçü koydu.

— Hasan Basri Çantay

O düşündü ve değerlendirme yaptı.

— Seyyid Kutub

فَقُتِلَ كَيْفَ قَدَّرَ ﴿١٩

Kahrolası nasıl bitçi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Canı çıkası, nasıl da ölçüp biçti.

— İbni Kesir

Kahrolası nasıl da ölçtü biçti!

— Diyanet İşleri

Hay kahr olası! Ne biçim ölçü kurdu o?

— Hasan Basri Çantay

Kahrolası, nasıl bir değerlendirme yaptı?

— Seyyid Kutub

ثُمَّ قُتِلَ كَيْفَ قَدَّرَ ﴿٢٠

Sonra kahr olası nasıl biçti.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra yine canı çıkası nasıl da öşçüp biçti.

— İbni Kesir

Yine kahrolası, nasıl ölçtü biçti!

— Diyanet İşleri

Yine kahr olası, nasıl ölçü yapdı o?!

— Hasan Basri Çantay

Bir daha kahrolası, nasıl bir değerlendirme yaptı?

— Seyyid Kutub

ثُمَّ نَظَرَ ﴿٢١

Sonra baktı.

— İbni Kesir

Sonra (Kur’an hakkında) derin derin düşündü.

— Diyanet İşleri

Sonra bakdı.

— Hasan Basri Çantay

Sonra baktı,

— Seyyid Kutub

ثُمَّ عَبَسَ وَبَسَرَ ﴿٢٢

Sonra kaşını çattı ve ekşiyerek surat astı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra kaşlarını çattı, suratını astı.

— İbni Kesir

Sonra yüzünü ekşitti, kaşlarını çattı.

— Diyanet İşleri

Sonra (ümîdsizliğinden ve öfkesinden) kaşlarını çatdı, suratını asdı.

— Hasan Basri Çantay

Sonra suratını astı ve kaşlarını çattı.

— Seyyid Kutub

ثُمَّ أَدْبَرَ وَٱسْتَكْبَرَ ﴿٢٣

Sonra ardına döndü ve büyüklük tasladı da.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra da sırt çevirip büyüklük tasladı.

— İbni Kesir

(23-24) Sonra arkasını döndü ve büyüklük taslayıp şöyle dedi: “Bu, ancak nakledilegelen bir sihirdir.”

— Diyanet İşleri

En son arka çevirdi ve büyüklük tasladı da,

— Hasan Basri Çantay

Sonra yüz çevirdi, büyüklük tasladı.

— Seyyid Kutub

فَقَالَ إِنْ هَٰذَآ إِلَّا سِحْرٌ يُؤْثَرُ ﴿٢٤

Bu, dedi "başka değil, bir sihri müser.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ve dedi ki: Bu; sadece öğretilegelen bir büyüdür.

— İbni Kesir

(23-24) Sonra arkasını döndü ve büyüklük taslayıp şöyle dedi: “Bu, ancak nakledilegelen bir sihirdir.”

— Diyanet İşleri

«Bu, dedi, (sihirbazlardan öğrenilib) rivayet edilen bir sihirden başkası değil».

— Hasan Basri Çantay

Ve dedi ki; «Bu Kur'an eskilerden aktarılan bir büyüdür.

— Seyyid Kutub

إِنْ هَٰذَآ إِلَّا قَوْلُ ٱلْبَشَرِ ﴿٢٥

Başka değil kavli beşer".

— Elmalılı Hamdi Yazır

Bu; ancak bir insan sözüdür.

— İbni Kesir

“Bu, ancak insan sözüdür.”

— Diyanet İşleri

«Muhakkak bu, insan sözünden başkası değil».

— Hasan Basri Çantay

O kesinlikle insan sözüdür.»

— Seyyid Kutub

AYARLAR