بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

ثُمَّ إِنِّى دَعَوْتُهُمْ جِهَارًا ﴿٨

Sonra ben onları yüksek sesle çağırdım.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra ben; onları gerçekten açıkça çağırdım.

— İbni Kesir

“Sonra ben onları açık açık davet ettim.”

— Diyanet İşleri

«Sonra ben onları hakıykaten en yüksek ses (im) le çağırdım».

— Hasan Basri Çantay

Sonra, doğrusu ben onları açıkça çağırdım.

— Seyyid Kutub

ثُمَّ إِنِّىٓ أَعْلَنتُ لَهُمْ وَأَسْرَرْتُ لَهُمْ إِسْرَارًا ﴿٩

Sonra hem ilâm ederek söyledim onlara hem gizli gizli söyledim.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra onlara; açıktan açığa ve gizliden gizliye söyledim.

— İbni Kesir

“Sonra, onlarla hem açıktan açığa, hem de gizli gizli konuştum.”

— Diyanet İşleri

«Sonra da onları hem i'lân ederek da'vet etdim, hem kendilerine gizli gizli söyledim».

— Hasan Basri Çantay

Sonra onlara açıktan açığa, gizliden gizliye de söyledim.

— Seyyid Kutub

فَقُلْتُ ٱسْتَغْفِرُواْ رَبَّكُمْ إِنَّهُۥ كَانَ غَفَّارًا ﴿١٠

Gelin dedim: Rabb’inizin mağfiretini isteyin, çünkü, o, mağfireti çok bir gaffardır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Dedim ki: Rabbınızdan mağfiret dileyin. Muhakkak ki O Ğaffar olandır.

— İbni Kesir

“Dedim ki: ‘Rabbinizden bağışlama dileyin; çünkü O, çok bağışlayıcıdır.’

— Diyanet İşleri

«Artık, dedim, Rabbinizden mağfiret dileyin. Çünkü O, çok yarlığayıcıdır».

— Hasan Basri Çantay

Dedim ki: «Rabbiniz'den bağışlanma dileyin; doğrusu O, çok bağışlayandır..

— Seyyid Kutub

يُرْسِلِ ٱلسَّمَآءَ عَلَيْكُم مِّدْرَارًا ﴿١١

Bol hayır ile üzerinize semâyı salsın.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ta ki size, gökten bol yağmur salıversin.

— İbni Kesir

‘(Bağışlama dileyin ki,) üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin.’

— Diyanet İşleri

«(O sayede) O, üstünüze bol yağmur salıverir».

— Hasan Basri Çantay

Size gökten bol bol yağmur indirsin.»

— Seyyid Kutub

وَيُمْدِدْكُم بِأَمْوَٰلٍ وَبَنِينَ وَيَجْعَل لَّكُمْ جَنَّٰتٍ وَيَجْعَل لَّكُمْ أَنْهَٰرًا ﴿١٢

Ve size mallar ve oğullarla imdad eylesin, ve sizin için cennetler yapsın, sizin için ırmaklar yapsın.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ve sizi mallar ve oğullarla desteklesin, sizin için bahçeler var etsin ve ırmaklar akıtsın.

— İbni Kesir

‘Sizi mallarla, oğullarla desteklesin ve sizin için bahçeler var etsin, sizin için ırmaklar var etsin.’

— Diyanet İşleri

«Sizin mallarınızı, oğullarınızı da çoğaltır, size bağlar, bostanlar verir, size ırmaklar akıtır».

— Hasan Basri Çantay

Sizi, mallar ve oğullarla desteklesin; sizin için bahçeler var etsin, ırmaklar akıtsın.

— Seyyid Kutub

مَّا لَكُمْ لَا تَرْجُونَ لِلَّهِ وَقَارًا ﴿١٣

Neye siz ummazsınız Allah için bir vakar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ne oluyorsunuz ki siz, büyüklüğü Alla'a yakıştıramıyorsunuz?

— İbni Kesir

‘Size ne oluyor da Allah için bir vakar (saygınlık, büyüklük) ummuyorsunuz?’

— Diyanet İşleri

«Ne oluyor size ki Allahın, sizi bir vekaar (ve şeref saahibi yapmasını) emel edinmezsiniz»?

— Hasan Basri Çantay

Ne oluyorsunuz ki Allah'a büyüklüğü yakıştıramıyorsunuz.

— Seyyid Kutub

وَقَدْ خَلَقَكُمْ أَطْوَارًا ﴿١٤

Yaratmış iken o sizi tavır tavır bu tavra kadar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Halbuki O; sizi merhalelerden geçirerek yaratmıştır.

— İbni Kesir

‘Hâlbuki, O, sizi evrelerden geçirerek yaratmıştır.’

— Diyanet İşleri

«Halbuki O, sizi hakıykat türlü türlü tavırlar (haller) le yaratmışdır».

— Hasan Basri Çantay

Oysa sizi merhalelerden geçirerek O yaratmıştır.

— Seyyid Kutub

أَلَمْ تَرَوْاْ كَيْفَ خَلَقَ ٱللَّهُ سَبْعَ سَمَٰوَٰتٍ طِبَاقًا ﴿١٥

Görmediniz mi nasıl yaratmış Allah yedi Semâ’yı uygun tabaka tabaka?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Görmediniz mi, Allah'ın göğü yedi kat olarak nasıl yarattığını?

— İbni Kesir

‘Görmediniz mi, Allah yedi göğü tabaka tabaka nasıl yaratmıştır?’

— Diyanet İşleri

«Görmediniz mi, Allah yedi göğü birbiriyle âhengdâr olarak nasıl yaratmış»,

— Hasan Basri Çantay

Allah'ın, göğü yedi kat üzerine nasıl yarattığını görmez misiniz?

— Seyyid Kutub

وَجَعَلَ ٱلْقَمَرَ فِيهِنَّ نُورًا وَجَعَلَ ٱلشَّمْسَ سِرَاجًا ﴿١٦

Kamer’i kilmış içlerinde bir nur, güneşi de kilmış bir lâmba.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Aralarında aya aydınlık vermiş, güneşi bir kandil kılmıştır.

— İbni Kesir

‘Onların içinde nasıl ayı, bir ışık, güneşi de bir kandil yapmıştır?’

— Diyanet İşleri

«onların içinde ayı bir nuur yapmış, güneşi de bir kandil (olarak) asmışdır».

— Hasan Basri Çantay

Aralarında Ay'a aydınlık vermiş ve güneşin ışık saçmasını sağlamıştır.

— Seyyid Kutub

وَٱللَّهُ أَنۢبَتَكُم مِّنَ ٱلْأَرْضِ نَبَاتًا ﴿١٧

Ve Allah yetiştirdi sizi arzdan nebat tarzıyla.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ve Allah; sizi, yerden ot bitirir gibi bitirmiştir.

— İbni Kesir

‘Allah, sizi (babanız Âdem’i) yerden (bitki bitirir gibi) bitirdi (yarattı.)’

— Diyanet İşleri

«Allah sizi yerden ot (gibi) bitirdi.

— Hasan Basri Çantay

Allah sizi yerden bitirir gibi yetiştirmiştir.

— Seyyid Kutub

ثُمَّ يُعِيدُكُمْ فِيهَا وَيُخْرِجُكُمْ إِخْرَاجًا ﴿١٨

Sonra sizi onda geri çevirecek ve çıkaracak sizi bir çıkarış daha.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra sizi; oraya döndürür ve sizi bir çıkarılışla çıkarır.

— İbni Kesir

‘Sonra sizi yine oraya döndürecek ve kesinlikle sizi (yeniden) çıkaracaktır.’

— Diyanet İşleri

«Sonra sizi yine onun içine döndürecek, sizi (yeni) bir çıkarışla (tekrar) çıkaracak».

— Hasan Basri Çantay

Sonra sizi oraya döndürür ve yine oradan çıkarır.

— Seyyid Kutub

AYARLAR