بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَإِذَا مَسَّهُ ٱلْخَيْرُ مَنُوعًا ٢١

ona hayır dokununca da çok cimri dir.

– Hasan Basri Çantay

إِلَّا ٱلْمُصَلِّينَ ٢٢

(22-23) (Fakat şunlar) öyle değil: Namaz kılanlar ki onlar namazlarına devam edenlerdir.

– Hasan Basri Çantay

ٱلَّذِينَ هُمْ عَلَىٰ صَلَاتِهِمْ دَآئِمُونَ ٢٣

(22-23) (Fakat şunlar) öyle değil: Namaz kılanlar ki onlar namazlarına devam edenlerdir.

– Hasan Basri Çantay

وَٱلَّذِينَ فِىٓ أَمْوَٰلِهِمْ حَقٌّ مَّعْلُومٌ ٢٤

(24-25) Mallarında sâil ve mahrum için belli bir hak tanıyanlar,

– Hasan Basri Çantay

لِّلسَّآئِلِ وَٱلْمَحْرُومِ ٢٥

(24-25) Mallarında sâil ve mahrum için belli bir hak tanıyanlar,

– Hasan Basri Çantay

وَٱلَّذِينَ يُصَدِّقُونَ بِيَوْمِ ٱلدِّينِ ٢٦

ceza (ve hisab) gününün doğruluğuna inananlar.

– Hasan Basri Çantay

وَٱلَّذِينَ هُم مِّنْ عَذَابِ رَبِّهِم مُّشْفِقُونَ ٢٧

Bir de (şunlar): Rablerinin azabından korkanlar.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّ عَذَابَ رَبِّهِمْ غَيْرُ مَأْمُونٍ ٢٨

Ki onlar filhakıyka Rablerinin azabından garantili değildirler.

– Hasan Basri Çantay

وَٱلَّذِينَ هُمْ لِفُرُوجِهِمْ حَٰفِظُونَ ٢٩

(29-30) Şunlar da (öyle): Karılarından, yahud sağ ellerinin mâlik olduklarından başkasına karşı utanacak yerlerini saklayanlar. Çünkü onlar (bunlar Hakkında) kınanmış değildirler.

– Hasan Basri Çantay

إِلَّا عَلَىٰٓ أَزْوَٰجِهِمْ أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَٰنُهُمْ فَإِنَّهُمْ غَيْرُ مَلُومِينَ ٣٠

(29-30) Şunlar da (öyle): Karılarından, yahud sağ ellerinin mâlik olduklarından başkasına karşı utanacak yerlerini saklayanlar. Çünkü onlar (bunlar Hakkında) kınanmış değildirler.

– Hasan Basri Çantay

فَمَنِ ٱبْتَغَىٰ وَرَآءَ ذَٰلِكَ فَأُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْعَادُونَ ٣١

Fakat bundan ötesini arayan kişiler (yok mu?) işte onlar haddi çiğneyip aşanların ta kendileridir.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu