بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

لَأَخَذْنَا مِنْهُ بِٱلْيَمِينِ ﴿٤٥

Elbette Biz; onu, kuvvetle yakalardık.

— İbni Kesir

ثُمَّ لَقَطَعْنَا مِنْهُ ٱلْوَتِينَ ﴿٤٦

Sonra da, hiç şüphesiz onun şah damarını koparırdık.

— İbni Kesir

فَمَا مِنكُم مِّنْ أَحَدٍ عَنْهُ حَٰجِزِينَ ﴿٤٧

O zaman sizden hiç biriniz de buna engel olamazdınız.

— İbni Kesir

وَإِنَّهُۥ لَتَذْكِرَةٌ لِّلْمُتَّقِينَ ﴿٤٨

Doğrusu o; müttakiler için bir öğüttür.

— İbni Kesir

وَإِنَّا لَنَعْلَمُ أَنَّ مِنكُم مُّكَذِّبِينَ ﴿٤٩

İçinizde yalanlayanlar bulunduğunu Biz de bilmekteyiz.

— İbni Kesir

وَإِنَّهُۥ لَحَسْرَةٌ عَلَى ٱلْكَٰفِرِينَ ﴿٥٠

Ve muhakkak ki o; kafirler için bir üzüntüdür.

— İbni Kesir

وَإِنَّهُۥ لَحَقُّ ٱلْيَقِينِ ﴿٥١

Hiç şüphesiz ki o; kesin gerçektir.

— İbni Kesir

فَسَبِّحْ بِٱسْمِ رَبِّكَ ٱلْعَظِيمِ ﴿٥٢

Öyleyse Rabbını, o büyük adıyla tesbih et.

— İbni Kesir

AYARLAR