بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قُطُوفُهَا دَانِيَةٞ ٢٣

Devşirimleri yakında.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Meyvelerin devşirilmesi kolaydır.

– Seyyid Kutub

Onun meyveleri sarkar (kolaylıkla devşirilebilir).

– Diyanet İşleri

كُلُواْ وَٱشۡرَبُواْ هَنِيٓـَٔۢا بِمَآ أَسۡلَفۡتُمۡ فِي ٱلۡأَيَّامِ ٱلۡخَالِيَةِ ٢٤

Yeyin için afiyet olsun, takdim ettiklerinize mukabil geçmiş günlerde.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Geçmiş günlerde yaptığınız işlerden ötürü afiyetle yiyin için.

– Seyyid Kutub

(Onlara şöyle denir:) “Geçmiş günlerde yaptıklarınıza karşılık, afiyetle yiyin, için.

– Diyanet İşleri

وَأَمَّا مَنۡ أُوتِيَ كِتَٰبَهُۥ بِشِمَالِهِۦ فَيَقُولُ يَٰلَيۡتَنِي لَمۡ أُوتَ كِتَٰبِيَهۡ ٢٥

Amma kitabına soliyle erdirilmiş olan da der ki: eyvah keşke erdirilmese idim kitabıma.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kitabı sol tarafından verilen ise der ki: «Keşke bana kitabım verilmeseydi,

– Seyyid Kutub

Kitabı kendisine sol tarafından verilen ise şöyle der: “Keşke kitabım bana verilmeseydi.”

– Diyanet İşleri

وَلَمۡ أَدۡرِ مَا حِسَابِيَهۡ ٢٦

Ve vâkıf olmasa idim ne imiş? Hesabıma.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Şu hesabımı hiç görmemiş olsaydım!

– Seyyid Kutub

“Hesabımın ne olduğunu da bilmeseydim.”

– Diyanet İşleri

يَٰلَيۡتَهَا كَانَتِ ٱلۡقَاضِيَةَ ٢٧

Ne olurdu iş bitiren olaydı o (ölüm).

– Elmalılı Hamdi Yazır

Keşke (ölüm işimi) bitirmiş olsaydı!

– Seyyid Kutub

“Keşke ölüm her şeyi bitirseydi.”

– Diyanet İşleri

مَآ أَغۡنَىٰ عَنِّي مَالِيَهۡۜ ٢٨

Hiç bir şeye yaramadı benden yana malım.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Malım bana hiçbir fayda vermedi,

– Seyyid Kutub

“Malım bana hiçbir yarar sağlamadı.”

– Diyanet İşleri

هَلَكَ عَنِّي سُلۡطَٰنِيَهۡ ٢٩

Mahv oldu benden saltanat-ü sâmanım.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gücüm benden yok olup gitti.»

– Seyyid Kutub

“Saltanatım da yok olup gitti.”

– Diyanet İşleri

خُذُوهُ فَغُلُّوهُ ٣٠

Tutun onu hemen bağlayın onu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

«Tutun onu, bağlayın onu,

– Seyyid Kutub

(Allah, şöyle der:) “Onu yakalayıp bağlayın.”

– Diyanet İşleri

ثُمَّ ٱلۡجَحِيمَ صَلُّوهُ ٣١

Sonra ancak Cahîme yaslayın onu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra cehenneme sallayın onu.

– Seyyid Kutub

“Sonra onu cehenneme atın.”

– Diyanet İşleri

ثُمَّ فِي سِلۡسِلَةٖ ذَرۡعُهَا سَبۡعُونَ ذِرَاعٗا فَٱسۡلُكُوهُ ٣٢

Sonra bir zincirde, ki boyu yetmiş arşın, yollayın onu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra uzunluğu yetmiş arşın olan zincire vurun onu!

– Seyyid Kutub

“Sonra uzunluğu yetmiş arşın olan zincire vurun onu.”

– Diyanet İşleri

إِنَّهُۥ كَانَ لَا يُؤۡمِنُ بِٱللَّهِ ٱلۡعَظِيمِ ٣٣

Çünkü o Allahu azîmüşşana inanmıyordu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Çünkü o Büyük Allah'a inanmıyordu.

– Seyyid Kutub

“Çünkü o, azamet sahibi Allah’a iman etmiyordu.”

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu