بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَعَصَوْاْ رَسُولَ رَبِّهِمْ فَأَخَذَهُمْ أَخْذَةً رَّابِيَةً ١٠

Hep rablarının Resulü’ne âsî oldular o da onları alıverdi mütezayid bir tutuş (kahir bir kabza) ile.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّا لَمَّا طَغَا ٱلْمَآءُ حَمَلْنَٰكُمْ فِى ٱلْجَارِيَةِ ١١

Halbuki biz o su tuğyan ettiği vakit sizi akan gemide taşıdık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لِنَجْعَلَهَا لَكُمْ تَذْكِرَةً وَتَعِيَهَآ أُذُنٌ وَٰعِيَةٌ ١٢

Onu sizlere bir anid yapalım ve belleyici kulaklar bellesin diye.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَإِذَا نُفِخَ فِى ٱلصُّورِ نَفْخَةٌ وَٰحِدَةٌ ١٣

Çünkü sur üfürülüp de bir tek nefha.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَحُمِلَتِ ٱلْأَرْضُ وَٱلْجِبَالُ فَدُكَّتَا دَكَّةً وَٰحِدَةً ١٤

O yer ve dağlar yükletilip arkasından da bir çarpılış çarpıldılar mı bir daf'a.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَيَوْمَئِذٍ وَقَعَتِ ٱلْوَاقِعَةُ ١٥

İşte o gün o vâkıa vukua gelmiştir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَٱنشَقَّتِ ٱلسَّمَآءُ فَهِىَ يَوْمَئِذٍ وَاهِيَةٌ ١٦

Ve Semâ yarilmış o da o gün sarkmıştır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَٱلْمَلَكُ عَلَىٰٓ أَرْجَآئِهَاۚ وَيَحْمِلُ عَرْشَ رَبِّكَ فَوْقَهُمْ يَوْمَئِذٍ ثَمَٰنِيَةٌ ١٧

Öyle ki melekler, kenarları üzerindedir ve üstlerinde o gün Rabbi’nin Arş’ını sekiz hâmil olur.

– Elmalılı Hamdi Yazır

يَوْمَئِذٍ تُعْرَضُونَ لَا تَخْفَىٰ مِنكُمْ خَافِيَةٌ ١٨

O gün arz olunursunuz, öyle ki gizli bir haliniz kalmaz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَأَمَّا مَنْ أُوتِىَ كِتَٰبَهُۥ بِيَمِينِهِۦ فَيَقُولُ هَآؤُمُ ٱقْرَءُواْ كِتَٰبِيَهْ ١٩

İşte o vakit kitabına sağıyle erdirilmiş olan kimse der ki: ha alın okuyun kitabımı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنِّى ظَنَنتُ أَنِّى مُلَٰقٍ حِسَابِيَهْ ٢٠

Çünkü ben sezmiştim ki ben kavuşacağım hesabıma.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu