بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِنَّ مِنْ أَزْوَٰجِكُمْ وَأَوْلَٰدِكُمْ عَدُوًّا لَّكُمْ فَٱحْذَرُوهُمْۚ وَإِن تَعْفُواْ وَتَصْفَحُواْ وَتَغْفِرُواْ فَإِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ ﴿١٤

Ey o bütün iman edenler! Haberiniz olsun ki çiftleriniz ve evlâdlarınızdan size düşman vardır, onun için onların mahzurlarından sakının, bununla beraber afveder, kusurlarına bakmaz, örterseniz şüphe yok ki Allah Gafurdur Rahimdir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ey iman etmiş olanlar; eşlerinizin ve çocuklarınızın içinde size düşmanlık edenler vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, kusurlarını başlarına kakmaz ve örterseniz; şüphesiz ki Allah; Gafur'dur, Rahim'dir.

— İbni Kesir

Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olabilecekler vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, hoş görüp vazgeçer ve bağışlarsanız şüphe yok ki Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

— Diyanet İşleri

Ey îman edenler, eşlerinizin, evlâdlarınızın içinde hakıykaten size düşman (olanlar) da vardır. O halde onlardan sakının. (Bununla beraber) afveder, kusurlarını başlarına kakmaz, örterseniz şübhesiz Allah çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir.

— Hasan Basri Çantay

Ey inananlar! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan bazıları size düşmandır. Onlardan sakının. Eğer affeder, hoş görür, bağışlarsanız muhakkak ki Allah da çok bağışlayan, çok esirgeyendir.

— Seyyid Kutub

إِنَّمَآ أَمْوَٰلُكُمْ وَأَوْلَٰدُكُمْ فِتْنَةٌۚ وَٱللَّهُ عِندَهُۥٓ أَجْرٌ عَظِيمٌ ﴿١٥

Her halde mallarınız ve evlâdlarınız bir fitnedir, Allah ise büyük ecir, onun yanındadır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır. Allah katında ise büyük bir mükafat vardır.

— İbni Kesir

Mallarınız ve çocuklarınız ancak birer imtihandır; Allah katında ise büyük bir mükâfat vardır.

— Diyanet İşleri

Mallarınız da, evlâdlarınız da sizin için ancak bir imtihan (mevzuu) dur. Allah ise, büyük mükâfat Onun nezdindedir.

— Hasan Basri Çantay

Mallarınız ve evlatlarınız bir sınav konusudur. Büyük mükafat ise Allah katındadır.

— Seyyid Kutub

فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ مَا ٱسْتَطَعْتُمْ وَٱسْمَعُواْ وَأَطِيعُواْ وَأَنفِقُواْ خَيْرًا لِّأَنفُسِكُمْۗ وَمَن يُوقَ شُحَّ نَفْسِهِۦ فَأُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْمُفْلِحُونَ ﴿١٦

Onun için gücünüz yettiği kadar Allah’a korunun, dinleyin, itaat edin, infak edin, kendileriniz için hayır yapın, her kim de nefsinin hırsından korunursa işte onlar felâh bulanlardır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Öyleyse, gücünüz yettiğince Allah'tan korkun. Dinleyin, itaat edin ve kendinizin hayrına olarak infak edin. Kim de nefsinin cimriliğinden korunursa; işte onlar, felaha erenlerin kendileridir.

— İbni Kesir

O hâlde, gücünüz yettiği kadar Allah’a karşı gelmekten sakının. Dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğiniz için harcayın. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

— Diyanet İşleri

O halde gücünüzün yetdiği kadar Allahdan korkun, (öğütlerini) dinleyin. îtâat edin. (Mallarınızdan Allah yolunda), kendinizin hayrı olarak, harcayın. Kim nefsinin (koyu) cimriliğinden korunursa işte onlar muradlarına erenlerin ta kendileridir.

— Hasan Basri Çantay

O halde gücünüzün yettiği kadar Allah'tan korkun. Dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğinize olarak mallarınızı Allah yolunda harcayın. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir.

— Seyyid Kutub

إِن تُقْرِضُواْ ٱللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا يُضَٰعِفْهُ لَكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْۚ وَٱللَّهُ شَكُورٌ حَلِيمٌ ﴿١٧

Eğer Allah’a bir karzı hasen arz ederseniz onu sizin için katlayıverir ve sizi de mağfiret buyurur, Allah Şekûrdur halîmdir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Eğer Allah'a güzel bir ödünçle ödünç verirseniz; onu sizin için katkat arttırır ve sizi bağışlar. Allah; Şekur'dur, Halim'dir.

— İbni Kesir

Eğer siz Allah’a güzel bir borç verirseniz, Allah onu size, kat kat öder ve sizi bağışlar. Allah, şükrün karşılığını verendir, halîmdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir).

— Diyanet İşleri

Eğer Allaha gönül hoşluğuyle ödüne verirseniz onu sizin için kat kat artırır. Hem sizi yarlığar da. Allah az (hayır) a çok mükâfat verendir. Ceza hususunda acele etmeyendir O.

— Hasan Basri Çantay

Eğer Allah'a güzel borç verirseniz, Allah onu sizin için kat kat yapar ve sizi bağışlar. Allah şükredenlere karşılık verendir, halimdir.

— Seyyid Kutub

عَٰلِمُ ٱلْغَيْبِ وَٱلشَّهَٰدَةِ ٱلْعَزِيزُ ٱلْحَكِيمُ ﴿١٨

Gaybe de şehadete de âlim, Aziz, hakîmdir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Görüleni ve görülmeyeni bilendir. Aziz'dir, Hakim'dir.

— İbni Kesir

O, gaybı da görünen âlemi de bilendir, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

— Diyanet İşleri

Gizliyi de, aşikârı da bilendir. Gaalib-i mutlakdır. Tam hukûm ve hikmet saahibidir.

— Hasan Basri Çantay

Görünmeyeni ve görüneni bilendir. Üstündür, hikmet sahibidir.

— Seyyid Kutub

AYARLAR