بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِذَا نُودِىَ لِلصَّلَوٰةِ مِن يَوْمِ ٱلْجُمُعَةِ فَٱسْعَوْاْ إِلَىٰ ذِكْرِ ٱللَّهِ وَذَرُواْ ٱلْبَيْعَۚ ذَٰلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ ﴿٩

Ey o bütün iman edenler! Cuma günü namaz için nida olunduğunda hemen Allah’ın zikrine koşun ve alım satımı bırakın, o sizin için daha hayırlıdır, eğer bilirseniz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ey iman edenler; cum'a günü namaz için çağrıldığınız vakit, hemen Allah' ın zikrine koşun ve alış-verişi bırakın. Bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır.

— İbni Kesir

Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah’ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır.

— Diyanet İşleri

Ey îman edenler, cum'a günü namaz için çağrıldığı (nız) zaman hemen Allâhı zikretmiye gidin. Alış verişi bırakın. Bu, bilirseniz, sizin için çok hayırlıdır.

— Hasan Basri Çantay

Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağrıldığınız zaman, hemen Allah'ı anmaya koşun ve alışverişi bırakın. Eğer siz gerçeği anlayan kimseler iseniz elbette bu, sizin için daha hayırlıdır.

— Seyyid Kutub

فَإِذَا قُضِيَتِ ٱلصَّلَوٰةُ فَٱنتَشِرُواْ فِى ٱلْأَرْضِ وَٱبْتَغُواْ مِن فَضْلِ ٱللَّهِ وَٱذْكُرُواْ ٱللَّهَ كَثِيرًا لَّعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ ﴿١٠

Sonra da namaz kılındı mı yer yüzünde dağılın da Allah’ın fazlından nasîb arayın ve Allah’ı çok zikredin ki felâh bulabilesiniz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Namaz bitince; yeryüzüne dağılın. Ve Allah'ın lutfundan isteyin. Allah'ı çok zikredin ki felaha eresiniz.

— İbni Kesir

Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah’ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz.

— Diyanet İşleri

Artık o namazı kılınca yer (yüzün) e dağdın, Allahın fazlından (nasıyb) arayın. Allâhı çok zikredin. Tâki umduğunuza kavuşasınız.

— Hasan Basri Çantay

Namaz bitince yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfunu isteyin. Allah'ı çok zikredin, umulur ki kurtuluşa erersiniz.

— Seyyid Kutub

وَإِذَا رَأَوْاْ تِجَٰرَةً أَوْ لَهْوًا ٱنفَضُّوٓاْ إِلَيْهَا وَتَرَكُوكَ قَآئِمًاۚ قُلْ مَا عِندَ ٱللَّهِ خَيْرٌ مِّنَ ٱللَّهْوِ وَمِنَ ٱلتِّجَٰرَةِۚ وَٱللَّهُ خَيْرُ ٱلرَّٰزِقِينَ ﴿١١

Böyle iken bir ticaret veya eğlenti gördüklerinde ona fırladılar da seni ayakta bıraktılar. De ki: Allah’ın yanındaki, eğlentiden de ticaretten de hayırlıdır ve Allah rızk verenlerin en hayırlısıdır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar bir tidaret veya bir oyun gördükleri zaman; seni ayakta bırakarak oraya yöneldiler. De ki: Allah'ın katında olan; oyun ve ticaretten daha hayırlıdır. Ve Allah; rızık verenlerin en hayırlısıdır.

— İbni Kesir

(Durum böyle iken) onlar bir ticaret veya bir oyun eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona koştular ve seni ayakta bıraktılar. De ki: “Allah’ın yanında bulunan, eğlence ve ticaretten daha hayırlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır.”

— Diyanet İşleri

Onlar bir ticâret, yahud bir oyun, bir eğlence gördükleri zaman ona yönelib dağıldılar. Seni ayakda bırakdılar. De ki: «Allah nezdindeki (sevab, mü'minler için) eğlenceden de, ticâretden de hayırlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır.

— Hasan Basri Çantay

Onlar bir ticaret ve eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp oraya giderler ve seni ayakta bırakırlar. De ki: «Allah'ın yanında bulunan eğlenceden ve ticaretten daha hayırlıdır. Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır.»

— Seyyid Kutub

AYARLAR