بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

لَّا يَمَسُّهُۥٓ إِلَّا ٱلۡمُطَهَّرُونَ ٧٩

Ona tertemiz temizlenmiş olanlardan başkası el süremez.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ona arınmış olanlardan başkası dokunamaz.

– İbni Kesir

Ona, ancak tertemiz olanlar dokunabilir.

– Diyanet İşleri

Ona tam bir suretde temizlenmiş olanlardan başkası el süremez.

– Hasan Basri Çantay

Ona sadece tertemiz kimseler el sürebilir.

– Seyyid Kutub

تَنزِيلٞ مِّن رَّبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ٨٠

Rabb’ül-âlemîn’den indirilmedir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Alemlerin Rabbından indirilmedir.

– İbni Kesir

Âlemlerin Rabb’inden indirilmedir.

– Diyanet İşleri

(O) âlemlerin Rabbinden indirilmedir.

– Hasan Basri Çantay

O, Allah tarafından indirilmiştir.

– Seyyid Kutub

أَفَبِهَٰذَا ٱلۡحَدِيثِ أَنتُم مُّدۡهِنُونَ ٨١

Şimdi bu kelâma siz yağ mı süreceksiniz?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Siz, bu sözü mü küçümsüyorsunuz?

– İbni Kesir

(81-82) Şimdi siz, bu sözü mü küçümsüyorsunuz ve Allah’ın verdiği rızka O’nu yalanlayarak mı şükrediyorsunuz?

– Diyanet İşleri

Şimdi siz bu kelâmı mı hor görücülersiniz?

– Hasan Basri Çantay

Şimdi siz bu sözü bu mesajı hafife mi alıyorsunuz?

– Seyyid Kutub

وَتَجۡعَلُونَ رِزۡقَكُمۡ أَنَّكُمۡ تُكَذِّبُونَ ٨٢

Ve rızkınızı tekzibiniz mi kılacaksınız?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Rızkınızı yalanlamakla mı çıkarıyorsunuz?

– İbni Kesir

(81-82) Şimdi siz, bu sözü mü küçümsüyorsunuz ve Allah’ın verdiği rızka O’nu yalanlayarak mı şükrediyorsunuz?

– Diyanet İşleri

Rızkınıza (şükür edeceğinize) siz behemehal tekzibe mi kalkışırsınız?

– Hasan Basri Çantay

Yalanlamayı kendinize rızık ve ileriye dönük birikim mi yapıyorsunuz?

– Seyyid Kutub

فَلَوۡلَآ إِذَا بَلَغَتِ ٱلۡحُلۡقُومَ ٨٣

O halde hadisenize can hulkuma geldiği vakit.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hele can boğaza gelince;

– İbni Kesir

Can boğaza geldiğinde, onu geri döndürsenize!

– Diyanet İşleri

Hele (can) boğaza gelince,

– Hasan Basri Çantay

Canın boğaza dayandığı an var ya,

– Seyyid Kutub

وَأَنتُمۡ حِينَئِذٖ تَنظُرُونَ ٨٤

Ki siz o vakit bakar durursunuz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O vakit görürsünüz siz.

– İbni Kesir

Oysa siz o zaman bakıp durursunuz.

– Diyanet İşleri

o vakit siz görürsünüz!

– Hasan Basri Çantay

O sırada sizler gözlerinizi o can çekişen adama dikersiniz.

– Seyyid Kutub

وَنَحۡنُ أَقۡرَبُ إِلَيۡهِ مِنكُمۡ وَلَٰكِن لَّا تُبۡصِرُونَ ٨٥

Biz ise ona sizden yakınizdir ve lâkin görmezsiniz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Biz ona sizden daha yakınız, ama görmezsiniz.

– İbni Kesir

Biz ise ona sizden daha yakınız. Fakat siz göremezsiniz.

– Diyanet İşleri

Biz ona sizden yakınız. Fakat görmezsiniz.

– Hasan Basri Çantay

Biz ona sizden daha yakınız, ama siz göremezsiniz.

– Seyyid Kutub

فَلَوۡلَآ إِن كُنتُمۡ غَيۡرَ مَدِينِينَ ٨٦

Evet hadisenize dîne boyun eğmiyecek.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Madem ki ceza görmeyecekmişsiniz,

– İbni Kesir

(86-87) Eğer hesaba çekilmeyecekseniz ve doğru söyleyenler iseniz, onu geri döndürsenize!

– Diyanet İşleri

İşte madem ki (tekrar dirilerek) ceza görmeyecekmişsiniz,

– Hasan Basri Çantay

Eğer yeniden diriltilip hesaba çekilmeyecekseniz,

– Seyyid Kutub

تَرۡجِعُونَهَآ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ ٨٧

Ceza çekmiyecekseniz, onu geri çevirsenize! davanızda doğru iseniz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onu geri çevirsenize. Şayet sadıklar iseniz.

– İbni Kesir

(86-87) Eğer hesaba çekilmeyecekseniz ve doğru söyleyenler iseniz, onu geri döndürsenize!

– Diyanet İşleri

Onu (tâ boğazınıza gelince cesedinize) geri çevirseniz a! Eğer (iddianızda) saadıklarsanız...

– Hasan Basri Çantay

Eğer söylediğiniz doğru ise o çıkmak üzere olan canı geriye döndürsenize!

– Seyyid Kutub

فَأَمَّآ إِن كَانَ مِنَ ٱلۡمُقَرَّبِينَ ٨٨

Amma o mukarrebînden ise artık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Eğer o kişi gözdelerden ise;

– İbni Kesir

(88-89) Fakat (ölen kişi) Allah’a yakın kılınmışlardan ise, ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır.

– Diyanet İşleri

Şimdi, (ölene gelince) eğer o, mukarreblerden ise,

– Hasan Basri Çantay

Eğer ölmek üzere olan kişi Allah'a yakın olanlardan ise;

– Seyyid Kutub

فَرَوۡحٞ وَرَيۡحَانٞ وَجَنَّتُ نَعِيمٖ ٨٩

Bir revh-u reyhan ve bir cenneti ne'îm.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Rahatlık, güzel rızık ve Naim cenneti.

– İbni Kesir

(88-89) Fakat (ölen kişi) Allah’a yakın kılınmışlardan ise, ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır.

– Diyanet İşleri

artık rahatlık, güzel rızık ve Naıym cenneti (onundur).

– Hasan Basri Çantay

Esenlik, hoş kokulu çiçekler ve bol nimetli cennet onu bekliyor

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu