بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَكُنتُمْ أَزْوَٰجًا ثَلَٰثَةً ﴿٧

Siz üç sınıf olmuşsunuzdur:

— İbni Kesir

فَأَصْحَٰبُ ٱلْمَيْمَنَةِ مَآ أَصْحَٰبُ ٱلْمَيْمَنَةِ ﴿٨

Sağcılar; o sağcılar ne mutludurlar.

— İbni Kesir

وَأَصْحَٰبُ ٱلْمَشْـَٔمَةِ مَآ أَصْحَٰبُ ٱلْمَشْـَٔمَةِ ﴿٩

Solcular; o solcular ne bahtsızdırlar.

— İbni Kesir

وَٱلسَّٰبِقُونَ ٱلسَّٰبِقُونَ ﴿١٠

Önde olanlar da öncüdürler.

— İbni Kesir

أُوْلَٰٓئِكَ ٱلْمُقَرَّبُونَ ﴿١١

İşte onlar en çok gözde olanlardır.

— İbni Kesir

فِى جَنَّٰتِ ٱلنَّعِيمِ ﴿١٢

Naim cennetlerindedirler.

— İbni Kesir

ثُلَّةٌ مِّنَ ٱلْأَوَّلِينَ ﴿١٣

Bir çoğu öncekilerden,

— İbni Kesir

وَقَلِيلٌ مِّنَ ٱلْءَاخِرِينَ ﴿١٤

Birazı da sonrakilerden.

— İbni Kesir

عَلَىٰ سُرُرٍ مَّوْضُونَةٍ ﴿١٥

Murassa tahtlar üzerindedirler.

— İbni Kesir

مُّتَّكِـِٔينَ عَلَيْهَا مُتَقَٰبِلِينَ ﴿١٦

Karşılıklı olarak üzerinde yaslanırlar.

— İbni Kesir

يَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَٰنٌ مُّخَلَّدُونَ ﴿١٧

Ölümsüz civanlar etraflarında dolaşırlar.

— İbni Kesir

AYARLAR