بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

أَفَرَءَيۡتُم مَّا تُمۡنُونَ ٥٨

Fışkırttığınız meniyi görüyor musunuz?

– Seyyid Kutub

ءَأَنتُمۡ تَخۡلُقُونَهُۥٓ أَمۡ نَحۡنُ ٱلۡخَٰلِقُونَ ٥٩

Onu siz mi yaratıyorsunuz, yoksa onu yaratan biz miyiz?

– Seyyid Kutub

نَحۡنُ قَدَّرۡنَا بَيۡنَكُمُ ٱلۡمَوۡتَ وَمَا نَحۡنُ بِمَسۡبُوقِينَ ٦٠

Ölümü aranızda plânlayan biziz. Hiç kimse bizim önümüze geçemez.

– Seyyid Kutub

عَلَىٰٓ أَن نُّبَدِّلَ أَمۡثَٰلَكُمۡ وَنُنشِئَكُمۡ فِي مَا لَا تَعۡلَمُونَ ٦١

Amacımız benzerlerinizi yerinize geçirmek ve hepinizi bilmediğiniz bir alemde yeniden diriltmektir.

– Seyyid Kutub

وَلَقَدۡ عَلِمۡتُمُ ٱلنَّشۡأَةَ ٱلۡأُولَىٰ فَلَوۡلَا تَذَكَّرُونَ ٦٢

İlk yaratılmayı bildiniz. Bunu düşünüp ders alsanıza!

– Seyyid Kutub

أَفَرَءَيۡتُم مَّا تَحۡرُثُونَ ٦٣

Ektiğiniz tohumu görüyor musunuz?

– Seyyid Kutub

ءَأَنتُمۡ تَزۡرَعُونَهُۥٓ أَمۡ نَحۡنُ ٱلزَّٰرِعُونَ ٦٤

Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa onu bitiren biz miyiz?

– Seyyid Kutub

لَوۡ نَشَآءُ لَجَعَلۡنَٰهُ حُطَٰمٗا فَظَلۡتُمۡ تَفَكَّهُونَ ٦٥

Eğer isteseydik o ekinlerinizi ot kırıntılarına dönüştürürdük de şaşakalırdınız.

– Seyyid Kutub

إِنَّا لَمُغۡرَمُونَ ٦٦

Derdiniz ki; «Biz borca battık.»

– Seyyid Kutub

بَلۡ نَحۡنُ مَحۡرُومُونَ ٦٧

Daha doğrusu her şeyimizi kaybettik.

– Seyyid Kutub

أَفَرَءَيۡتُمُ ٱلۡمَآءَ ٱلَّذِي تَشۡرَبُونَ ٦٨

İçtiğiniz suyu görüyor musunuz?

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu