بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّآ أَنشَأۡنَٰهُنَّ إِنشَآءٗ ٣٥

Hakıykat, biz onları yepyeni bir yaratılışla yaratdık da,

– Hasan Basri Çantay

فَجَعَلۡنَٰهُنَّ أَبۡكَارًا ٣٦

(36-37) kız oğlan kızlar, zevcelerine sevgi ile düşkün, hep bir yaşıt yapdık,

– Hasan Basri Çantay

عُرُبًا أَتۡرَابٗا ٣٧

(36-37) kız oğlan kızlar, zevcelerine sevgi ile düşkün, hep bir yaşıt yapdık,

– Hasan Basri Çantay

لِّأَصۡحَٰبِ ٱلۡيَمِينِ ٣٨

sağcılar için.

– Hasan Basri Çantay

ثُلَّةٞ مِّنَ ٱلۡأَوَّلِينَ ٣٩

(Bunların) bir çok (u) evvelki (ümmet) lerden,

– Hasan Basri Çantay

وَثُلَّةٞ مِّنَ ٱلۡأٓخِرِينَ ٤٠

bir çok (u) da sonraki (ümmet) lerdendir.

– Hasan Basri Çantay

وَأَصۡحَٰبُ ٱلشِّمَالِ مَآ أَصۡحَٰبُ ٱلشِّمَالِ ٤١

Solcular: (Onlar) ne solculardır!

– Hasan Basri Çantay

فِي سَمُومٖ وَحَمِيمٖ ٤٢

(Ateşin mesamatlarına işleyen) sıcaklığı ve kaynar bir su,

– Hasan Basri Çantay

وَظِلّٖ مِّن يَحۡمُومٖ ٤٣

ve bir de kapkara dumandan bir gölge içindedirler.

– Hasan Basri Çantay

لَّا بَارِدٖ وَلَا كَرِيمٍ ٤٤

Ki (o gölge) ne serin, ne de fâideli değildir.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّهُمۡ كَانُواْ قَبۡلَ ذَٰلِكَ مُتۡرَفِينَ ٤٥

Çünkü onlar bundan evvel şehvetlerine düşkündüler.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu