بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَٱلْأَرْضَ وَضَعَهَا لِلْأَنَامِ ﴿١٠

Arza da bir tavazu verdi berayı enam.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Yeri de yaratıklar için alçalttı.

— İbni Kesir

Allah, yeri yaratıklar için var etti.

— Diyanet İşleri

Yer (e gelince:) Onu da bütün mahlûkaaı (ın fâidesi) için alçaltdı.

— Hasan Basri Çantay

Allah, yeryüzünü canlıların ayakları altına serdi.

— Seyyid Kutub

فِيهَا فَٰكِهَةٌ وَٱلنَّخْلُ ذَاتُ ٱلْأَكْمَامِ ﴿١١

Onda bir meyva, ve ekmamiyle duran nahli benam.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Onda meyveler, salkımlı hurma ağaçları;

— İbni Kesir

Orada meyve(ler) ve salkımlı hurma ağaçları vardır.

— Diyanet İşleri

Ki onda (türlü) meyve (ler), domurcuklu hurma ağaç (lar) ı,

— Hasan Basri Çantay

Orada türlü türlü meyvalar, salkımlı hurma ağaçları var.

— Seyyid Kutub

وَٱلْحَبُّ ذُو ٱلْعَصْفِ وَٱلرَّيْحَانُ ﴿١٢

Ve o çimli dâneler ve o hoşbu reyhan.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Yapraklı taneler ve kokulu bitkiler var.

— İbni Kesir

Yapraklı taneler, hoş kokulu bitkiler vardır.

— Diyanet İşleri

Samanlı tane (ler), hoş kokulu nebat (lar) vardır.

— Hasan Basri Çantay

Yine orada yapraklı taneler, hoş kokulu bitkiler var.

— Seyyid Kutub

فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿١٣

Şimdi Rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Şu halde Rabbınızın hangi nimetlerini yalan sayabilirsiniz?

— İbni Kesir

O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

— Diyanet İşleri

O halde (ey ins-ü cin) Rabbinizin hangi ni'metlerini yalan sayabilirsiniz?

— Hasan Basri Çantay

Ey insanlar ve cinler, peki, Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?

— Seyyid Kutub

خَلَقَ ٱلْإِنسَٰنَ مِن صَلْصَٰلٍ كَٱلْفَخَّارِ ﴿١٤

Fağfur gibi bir salsâlden insanı yarattı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

İnsanı pişmiş çamur gibi kupkuru bir balçıktan yaratmıştır.

— İbni Kesir

Allah, insanı pişmiş çamur gibi bir balçıktan yarattı.

— Diyanet İşleri

O, insanı bardak gibi (çınlayan) kupkuru bir balçıkdan yaratdı.

— Hasan Basri Çantay

O insanı pişmiş çamuru andıran kuru balçıktan yarattı.

— Seyyid Kutub

وَخَلَقَ ٱلْجَآنَّ مِن مَّارِجٍ مِّن نَّارٍ ﴿١٥

Bir maric ateşten de o cannı yarattı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Cinnleri de yalın bir alevden yaratmıştır.

— İbni Kesir

“Cin”i de yalın bir ateşten yarattı.

— Diyanet İşleri

Cânnı da yalın bir ateşden yaratdı.

— Hasan Basri Çantay

Cinleri de dumansız alevden yarattı.

— Seyyid Kutub

فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿١٦

Şimdi Rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Şu halde Rabbınızın hangi nimetlerini yalan sayabilirsiniz?

— İbni Kesir

O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

— Diyanet İşleri

O halde Rabbinizin hangi ni'metlerini yalan sayabilirsiniz?

— Hasan Basri Çantay

Peki, Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?

— Seyyid Kutub

رَبُّ ٱلْمَشْرِقَيْنِ وَرَبُّ ٱلْمَغْرِبَيْنِ ﴿١٧

Hem iki Meşrik’ın Rabbi hem iki Mağrib’in Rabbi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

O; hem iki doğunun Rabbı, hem de iki batının Rabbıdır.

— İbni Kesir

O, iki doğunun ve iki batının Rabbidir.

— Diyanet İşleri

O, hem iki doğunun Rabbi, hem iki batının Rabbidir.

— Hasan Basri Çantay

O iki doğunun da Rabbidir, iki batının da.

— Seyyid Kutub

فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿١٨

Şimdi Rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Şu halde Rabbınızın hangi nimetlerini yalan sayabilirsiniz?

— İbni Kesir

O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

— Diyanet İşleri

O halde Rabbinizin hangi ni'metlerini yalan sayabilirsiniz?

— Hasan Basri Çantay

Peki, Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?

— Seyyid Kutub

مَرَجَ ٱلْبَحْرَيْنِ يَلْتَقِيَانِ ﴿١٩

Salmış iki deryayı demâdem çatışırlar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir.

— İbni Kesir

(Suları acı ve tatlı olan) iki denizi salıvermiştir; birbirine kavuşuyorlar.

— Diyanet İşleri

(Suyu acı ve tatlı) iki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermişdir.

— Hasan Basri Çantay

Acı ve tatlı sulu iki denizi birbiri üzerine salarak yanyana getirdi.

— Seyyid Kutub

بَيْنَهُمَا بَرْزَخٌ لَّا يَبْغِيَانِ ﴿٢٠

Beyinlerinde bir berzah bagyeylemezler bir ân.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Aralarında bir engel vardır, birbirinin sınırını aşamazlar.

— İbni Kesir

(Fakat) aralarında bir engel vardır, birbirine geçip karışmıyorlar.

— Diyanet İşleri

(Böyle iken) aralarında yekdiğerine tecâvüz etmiye mâni birperde vardır.

— Hasan Basri Çantay

Ama aralarında birbirlerine karışmalarını önleyen bir engel vardır.

— Seyyid Kutub

AYARLAR