بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

أَفَتُمَٰرُونَهُۥ عَلَىٰ مَا يَرَىٰ ١٢

Şimdi siz ona o görüşüne karşı mücadele mi ediyorsunuz?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onun gördüğü şey üzerinde de kendisiyle tartışacak mısınız?

– İbni Kesir

(Şimdi siz) gördüğü şey hakkında onunla tartışıyor musunuz?

– Diyanet İşleri

Şimdi siz onun bu görüşüne karşı da kendisiyle mücâdele mi edeceksiniz?

– Hasan Basri Çantay

Siz şimdi gözü ile gördükleri hakkında O'nunla tartışmaya mı girişiyorsunuz?

– Seyyid Kutub

وَلَقَدۡ رَءَاهُ نَزۡلَةً أُخۡرَىٰ ١٣

Kasem olsun ki o onu bir deha da inişinde gördü.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Andolsun ki; onu, bir de diğer inişte görmüştü.

– İbni Kesir

Andolsun ki, o, Cebrail’i bir başka inişte daha (aslî suretiyle) görmüştü.

– Diyanet İşleri

(13-14) Andolsun ki onu diğer bir defa da Sidre-tül müntehânın yanında gördü o,

– Hasan Basri Çantay

O, Cebrail'i bir başka inişinde de görmüştü.

– Seyyid Kutub

عِندَ سِدۡرَةِ ٱلۡمُنتَهَىٰ ١٤

Sidre-i münteha’nın yanında.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sidret'ül-Münteha'nın yanında.

– İbni Kesir

Sidretü’l-Müntehâ’nın yanında.

– Diyanet İşleri

(13-14) Andolsun ki onu diğer bir defa da Sidre-tül müntehânın yanında gördü o,

– Hasan Basri Çantay

En uçtaki ağacın (Sidretü'l-Münteha'nın) yanında.

– Seyyid Kutub

عِندَهَا جَنَّةُ ٱلۡمَأۡوَىٰٓ ١٥

Ki cennet’ül-me'vâ onun yanında.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ki Cennet'ül-Me'va da onun yanındadır.

– İbni Kesir

Me’vâ cenneti onun (Sidre’nin) yanındadır.

– Diyanet İşleri

ki Cennet-ül me'vâ onun yanındadır.

– Hasan Basri Çantay

Yanıbaşında me'va cenneti vardı.

– Seyyid Kutub

إِذۡ يَغۡشَى ٱلسِّدۡرَةَ مَا يَغۡشَىٰ ١٦

O dem ki o Sidre’yi bürüyen bürüyordu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O zaman Sidre'yi bürümekte olan bürüyordu.

– İbni Kesir

O zaman Sidre’yi kaplayan kaplamıştı.

– Diyanet İşleri

O (gördüğü) zaman Sidreyi bürüyordu onu bürümekde olan.

– Hasan Basri Çantay

O sırada ağacı yaman bir şey bürümüştü.

– Seyyid Kutub

مَا زَاغَ ٱلۡبَصَرُ وَمَا طَغَىٰ ١٧

Göz, ne şaştı ne aştı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Göz, ne şaştı ne aştı.

– İbni Kesir

Göz (gördüğünden) şaşmadı ve (onu) aşmadı.

– Diyanet İşleri

(Peygamberin) göz (ü, gördüğünden) ağmadı, (onu) aşmadı da.

– Hasan Basri Çantay

Muhammed'in gözü ne yana kaydı ve ne de öteye geçti

– Seyyid Kutub

لَقَدۡ رَأَىٰ مِنۡ ءَايَٰتِ رَبِّهِ ٱلۡكُبۡرَىٰٓ ١٨

Vallahi gördü Rabbi’nin âyâtından en büyüğünü gördü.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Andolsun ki; Rabbının, ayetlerinden en büyüğünü gördü.

– İbni Kesir

Andolsun, o, Rabbinin en büyük alametlerinden bir kısmını gördü.

– Diyanet İşleri

Andolsun ki o, Rabbinin en büyük âyetlerinden bir kısmını görmüşdür.

– Hasan Basri Çantay

O gerçekten Rabb'inin bazı büyük ayetlerini gördü.

– Seyyid Kutub

أَفَرَءَيۡتُمُ ٱللَّٰتَ وَٱلۡعُزَّىٰ ١٩

Siz de gördünüz değil mi Lât-ü Uzzayı?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gördünüz mü Lat ve Uzza'yı?

– İbni Kesir

(19-20) Lât ve Uzza’ya ve diğer üçüncüsü Menat’a ne dersiniz?

– Diyanet İşleri

(19-20) (Allâhı bırakıb tapdığınız) Lât(ın), Uzzâ (nın) ve (bunların) üçüncüsü olan diğer Menât (ın her hangi birşey hakkında zerrece kudretleri var mı?) Bize haber verin.

– Hasan Basri Çantay

Lât ve Uzza hakkındaki görüşünüz nedir?

– Seyyid Kutub

وَمَنَوٰةَ ٱلثَّالِثَةَ ٱلۡأُخۡرَىٰٓ ٢٠

Üçüncü olarak da menatı uhrayı?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Üçüncüsü olan diğer Menat'ı?

– İbni Kesir

(19-20) Lât ve Uzza’ya ve diğer üçüncüsü Menat’a ne dersiniz?

– Diyanet İşleri

(19-20) (Allâhı bırakıb tapdığınız) Lât(ın), Uzzâ (nın) ve (bunların) üçüncüsü olan diğer Menât (ın her hangi birşey hakkında zerrece kudretleri var mı?) Bize haber verin.

– Hasan Basri Çantay

Ya bunların öbürü, üçüncüsü olan Menat hakkında ne düşünüyorsunuz?

– Seyyid Kutub

أَلَكُمُ ٱلذَّكَرُ وَلَهُ ٱلۡأُنثَىٰ ٢١

Size erkek ona dişi öyle mi?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Demek erkekler sizin, dişiler O'nun mu?

– İbni Kesir

Erkek size de, dişi O’na mı?

– Diyanet İşleri

Erkek sizin de dişi Onun mu?!

– Hasan Basri Çantay

Demek erkekler sizin, dişiler Allah'ın, öyle mi?

– Seyyid Kutub

تِلۡكَ إِذٗا قِسۡمَةٞ ضِيزَىٰٓ ٢٢

Bu öyle ise çok hayflı bir taksim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Öyleyse bu, insafsız bir paylaşma.

– İbni Kesir

Öyle ise bu çok insafsızca bir paylaştırmadır.

– Diyanet İşleri

O takdîrde bu, insafsızca bir taksîm!

– Hasan Basri Çantay

Öyleyse bu haksız bir bölüştürmedir.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu