بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

فَأَوْحَىٰٓ إِلَىٰ عَبْدِهِۦ مَآ أَوْحَىٰ ﴿١٠

Verdi kuluna verdiği vahyi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

مَا كَذَبَ ٱلْفُؤَادُ مَا رَأَىٰٓ ﴿١١

Gözün gördüğünü kalb tekzib etmedi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

أَفَتُمَٰرُونَهُۥ عَلَىٰ مَا يَرَىٰ ﴿١٢

Şimdi siz ona o görüşüne karşı mücadele mi ediyorsunuz?

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَقَدْ رَءَاهُ نَزْلَةً أُخْرَىٰ ﴿١٣

Kasem olsun ki o onu bir deha da inişinde gördü.

— Elmalılı Hamdi Yazır

عِندَ سِدْرَةِ ٱلْمُنتَهَىٰ ﴿١٤

Sidre-i münteha’nın yanında.

— Elmalılı Hamdi Yazır

عِندَهَا جَنَّةُ ٱلْمَأْوَىٰٓ ﴿١٥

Ki cennet’ül-me'vâ onun yanında.

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِذْ يَغْشَى ٱلسِّدْرَةَ مَا يَغْشَىٰ ﴿١٦

O dem ki o Sidre’yi bürüyen bürüyordu.

— Elmalılı Hamdi Yazır

مَا زَاغَ ٱلْبَصَرُ وَمَا طَغَىٰ ﴿١٧

Göz, ne şaştı ne aştı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

لَقَدْ رَأَىٰ مِنْ ءَايَٰتِ رَبِّهِ ٱلْكُبْرَىٰٓ ﴿١٨

Vallahi gördü Rabbi’nin âyâtından en büyüğünü gördü.

— Elmalılı Hamdi Yazır

أَفَرَءَيْتُمُ ٱللَّٰتَ وَٱلْعُزَّىٰ ﴿١٩

Siz de gördünüz değil mi Lât-ü Uzzayı?

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَمَنَوٰةَ ٱلثَّالِثَةَ ٱلْأُخْرَىٰٓ ﴿٢٠

Üçüncü olarak da menatı uhrayı?

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR