بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّا كُنَّا مِن قَبۡلُ نَدۡعُوهُۖ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلۡبَرُّ ٱلرَّحِيمُ ٢٨

Evet biz bundan evvel ona duâ ediyor korumasını istiyorduk, hakikat o öyle keremkâr öyle Rahim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَذَكِّرۡ فَمَآ أَنتَ بِنِعۡمَتِ رَبِّكَ بِكَاهِنٖ وَلَا مَجۡنُونٍ ٢٩

O halde vaaz-u tezkire devam et, çünkü sen, Rabbi’nin nimeti hakkı için, ne kâhinsin ne de mecnun.

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَمۡ يَقُولُونَ شَاعِرٞ نَّتَرَبَّصُ بِهِۦ رَيۡبَ ٱلۡمَنُونِ ٣٠

Yoksa "bir şâir biz ona zamanın felaketlerine çarpılmasını gözetiyoruz" mu diyorlar?

– Elmalılı Hamdi Yazır

قُلۡ تَرَبَّصُواْ فَإِنِّي مَعَكُم مِّنَ ٱلۡمُتَرَبِّصِينَ ٣١

De ki: gözetin çünkü ben de sizinle gözetenlerdenim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَمۡ تَأۡمُرُهُمۡ أَحۡلَٰمُهُم بِهَٰذَآۚ أَمۡ هُمۡ قَوۡمٞ طَاغُونَ ٣٢

Yoksa onlara bunu (bu tenakuzu) akılları mı emrediyor? Yoksa azgın bir kavim midirler?

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَمۡ يَقُولُونَ تَقَوَّلَهُۥۚ بَل لَّا يُؤۡمِنُونَ ٣٣

Yoksa onu (o Kur'an’ı) kendisi uydurmakta mı diyorlar? Hayır kendileri inanmazlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَلۡيَأۡتُواْ بِحَدِيثٖ مِّثۡلِهِۦٓ إِن كَانُواْ صَٰدِقِينَ ٣٤

Haydi onun gibi bir söz getirsinler, doğru iseler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَمۡ خُلِقُواْ مِنۡ غَيۡرِ شَيۡءٍ أَمۡ هُمُ ٱلۡخَٰلِقُونَ ٣٥

Yoksa kendileri hiçbir şey olmadan (yani yaratıcısız) mı yaratıldılar? Yoksa yaratan onlar mıdırlar?

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَمۡ خَلَقُواْ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَۚ بَل لَّا يُوقِنُونَ ٣٦

Yoksa gökleri ve yeri mi yarattılar? Hayır iykan ehli değiller.

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَمۡ عِندَهُمۡ خَزَآئِنُ رَبِّكَ أَمۡ هُمُ ٱلۡمُصَۜيۡطِرُونَ ٣٧

Yoksa Rabbi’nin hazîneleri onların yanında mı? yoksa onlar mı istiylâ etmişler?

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَمۡ لَهُمۡ سُلَّمٞ يَسۡتَمِعُونَ فِيهِۖ فَلۡيَأۡتِ مُسۡتَمِعُهُم بِسُلۡطَٰنٖ مُّبِينٍ ٣٨

Yoksa onlara mahsus bir merdiven var da ondan dinliyorlar mı? Öyle ise dinleyicileri beyan edecek bir bürhan getirsin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu