بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَتَسِيرُ ٱلْجِبَالُ سَيْرًا ١٠

Dağlar da bir yürüyüş yürür.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَوَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ ١١

Vay artık o gün o yalan diyenlere.

– Elmalılı Hamdi Yazır

ٱلَّذِينَ هُمْ فِى خَوْضٍ يَلْعَبُونَ ١٢

Ki onlar daldıkları bir batakta oynayıp duruyorlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

يَوْمَ يُدَعُّونَ إِلَىٰ نَارِ جَهَنَّمَ دَعًّا ١٣

O gün ki cehenneme bir kakılış kakılacaklar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

هَٰذِهِ ٱلنَّارُ ٱلَّتِى كُنتُم بِهَا تُكَذِّبُونَ ١٤

İşte diye: bu sizin o yalan deyip durduğunuz ateş.

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَفَسِحْرٌ هَٰذَآ أَمْ أَنتُمْ لَا تُبْصِرُونَ ١٥

Buda mı sihir? Yoksa siz görmüyorsunuz?

– Elmalılı Hamdi Yazır

ٱصْلَوْهَا فَٱصْبِرُوٓاْ أَوْ لَا تَصْبِرُواْ سَوَآءٌ عَلَيْكُمْۖ إِنَّمَا تُجْزَوْنَ مَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ ١٦

Yaslanın ona bakalım, ister sabredin, ister etmeyin, artık hepsi bir, hep yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّ ٱلْمُتَّقِينَ فِى جَنَّٰتٍ وَنَعِيمٍ ١٧

Fakat korunan müttakıler cennetler, nimetler içinde.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَٰكِهِينَ بِمَآ ءَاتَىٰهُمْ رَبُّهُمْ وَوَقَىٰهُمْ رَبُّهُمْ عَذَابَ ٱلْجَحِيمِ ١٨

Rab’lerinin kendilerine verdiği ile zevkyab olmaktadırlar, Rab’leri korumuştur da onları o Cahim azâbından.

– Elmalılı Hamdi Yazır

كُلُواْ وَٱشْرَبُواْ هَنِيٓـًٔۢا بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ ١٩

Yeyin için, afiyetler olsun çalıştığınız için.

– Elmalılı Hamdi Yazır

مُتَّكِـِٔينَ عَلَىٰ سُرُرٍ مَّصْفُوفَةٍۖ وَزَوَّجْنَٰهُم بِحُورٍ عِينٍ ٢٠

Dayanarak, sıra sıra dizilmiş âlâ koltuklara, eş etmişizdir de kendilerine güzel iri gözlü hurîleri.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu