بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

فَتَوَلَّ عَنْهُمْ فَمَآ أَنتَ بِمَلُومٍ ﴿٥٤

Onun için, onlardan yüz çevir. Artık kınanacak değilsin.

— Diyanet İşleri

وَذَكِّرْ فَإِنَّ ٱلذِّكْرَىٰ تَنفَعُ ٱلْمُؤْمِنِينَ ﴿٥٥

Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt mü’minlere fayda verir.

— Diyanet İşleri

وَمَا خَلَقْتُ ٱلْجِنَّ وَٱلْإِنسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ ﴿٥٦

Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.

— Diyanet İşleri

مَآ أُرِيدُ مِنْهُم مِّن رِّزْقٍ وَمَآ أُرِيدُ أَن يُطْعِمُونِ ﴿٥٧

Ben, onlardan bir rızık istemiyorum. Bana yedirmelerini de istemiyorum.

— Diyanet İşleri

إِنَّ ٱللَّهَ هُوَ ٱلرَّزَّاقُ ذُو ٱلْقُوَّةِ ٱلْمَتِينُ ﴿٥٨

Şüphesiz Allah rızık verendir, güçlüdür, çok kuvvetlidir.

— Diyanet İşleri

فَإِنَّ لِلَّذِينَ ظَلَمُواْ ذَنُوبًا مِّثْلَ ذَنُوبِ أَصْحَٰبِهِمْ فَلَا يَسْتَعْجِلُونِ ﴿٥٩

Şüphesiz zulmedenler için (önceki müşrik) arkadaşlarının azap payı gibi payları vardır. Artık azabımı acele istemesinler.

— Diyanet İşleri

فَوَيْلٌ لِّلَّذِينَ كَفَرُواْ مِن يَوْمِهِمُ ٱلَّذِى يُوعَدُونَ ﴿٦٠

Uyarıldıkları günlerinden dolayı vay o inkâr edenlerin hâline!

— Diyanet İşleri

AYARLAR