بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَٱلسَّمَآءَ بَنَيۡنَٰهَا بِأَيۡيْدٖ وَإِنَّا لَمُوسِعُونَ ٤٧

Göğü gücümüzle Biz kurduk. Ve muhakkak ki Biz, genişleticiyiz.

– İbni Kesir

وَٱلۡأَرۡضَ فَرَشۡنَٰهَا فَنِعۡمَ ٱلۡمَٰهِدُونَ ٤٨

Yeryüzünü Biz, döşedik. Ne güzel döşeyicileriz.

– İbni Kesir

وَمِن كُلِّ شَيۡءٍ خَلَقۡنَا زَوۡجَيۡنِ لَعَلَّكُمۡ تَذَكَّرُونَ ٤٩

Ve her şeyden çift çift yarattık ki ibret alasınız.

– İbni Kesir

فَفِرُّوٓاْ إِلَى ٱللَّهِۖ إِنِّي لَكُم مِّنۡهُ نَذِيرٞ مُّبِينٞ ٥٠

Öyleyse Allah'a koşun. Doğrusu ben; size, O'ndan apaçık bir uyarıcıyım.

– İbni Kesir

وَلَا تَجۡعَلُواْ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَۖ إِنِّي لَكُم مِّنۡهُ نَذِيرٞ مُّبِينٞ ٥١

Allah ile birlikte başka bir tanrı edinmeyin. Doğrusu ben; size, O'ndan apaçık bir uyarıcıyım.

– İbni Kesir

كَذَٰلِكَ مَآ أَتَى ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِم مِّن رَّسُولٍ إِلَّا قَالُواْ سَاحِرٌ أَوۡ مَجۡنُونٌ ٥٢

İşte böyle. Onlardan öncekilere herhangi bir peygamber geldiğinde sadece; büyücüdür veya delidir, dediler.

– İbni Kesir

أَتَوَاصَوۡاْ بِهِۦۚ بَلۡ هُمۡ قَوۡمٞ طَاغُونَ ٥٣

Bunu birbirlerine tavsiye mi ettiler? Hayır, onlar; azgın birer topluluktu.

– İbni Kesir

فَتَوَلَّ عَنۡهُمۡ فَمَآ أَنتَ بِمَلُومٖ ٥٤

Onlardan yüz çevir. Artık sen, kınanacak değilsin.

– İbni Kesir

وَذَكِّرۡ فَإِنَّ ٱلذِّكۡرَىٰ تَنفَعُ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ٥٥

Sen, öğüt ver. Çünkü öğüt mü'minlere fayda verir.

– İbni Kesir

وَمَا خَلَقۡتُ ٱلۡجِنَّ وَٱلۡإِنسَ إِلَّا لِيَعۡبُدُونِ ٥٦

Ben, cinnleri ve insanları ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım.

– İbni Kesir

مَآ أُرِيدُ مِنۡهُم مِّن رِّزۡقٖ وَمَآ أُرِيدُ أَن يُطۡعِمُونِ ٥٧

Ben, onlardan bir rızık istemiyorum. Beni doyurmalarını da istemiyorum.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu