بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

فَٱلْمُقَسِّمَٰتِ أَمْرًا ﴿٤

İşi ayıranlara and olsun.

— Seyyid Kutub

إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَصَادِقٌ ﴿٥

Size va'dedilen, mutlaka doğrudur.

— Seyyid Kutub

وَإِنَّ ٱلدِّينَ لَوَٰقِعٌ ﴿٦

Ceza muhakkak olacaktır.

— Seyyid Kutub

وَٱلسَّمَآءِ ذَاتِ ٱلْحُبُكِ ﴿٧

Yolları bulunan göğe andolsun ki.

— Seyyid Kutub

إِنَّكُمْ لَفِى قَوْلٍ مُّخْتَلِفٍ ﴿٨

Ey inkarcılar, siz, şüphesiz çeşitli görüştesiniz.

— Seyyid Kutub

يُؤْفَكُ عَنْهُ مَنْ أُفِكَ ﴿٩

Çevrilen, ondan çevriliyor.

— Seyyid Kutub

قُتِلَ ٱلْخَرَّٰصُونَ ﴿١٠

O çeşitli görüşleri atan yalancılar kahrolsun.

— Seyyid Kutub

ٱلَّذِينَ هُمْ فِى غَمْرَةٍ سَاهُونَ ﴿١١

Onlar aptallık içinde ne yaptıklarını bilmezler.

— Seyyid Kutub

يَسْـَٔلُونَ أَيَّانَ يَوْمُ ٱلدِّينِ ﴿١٢

Ceza günü ne zaman? diye sorarlar.

— Seyyid Kutub

يَوْمَ هُمْ عَلَى ٱلنَّارِ يُفْتَنُونَ ﴿١٣

O gün onların ateşe sokulacakları gündür.

— Seyyid Kutub

ذُوقُواْ فِتْنَتَكُمْ هَٰذَا ٱلَّذِى كُنتُم بِهِۦ تَسْتَعْجِلُونَ ﴿١٤

Azabımızı tadın! Acele gelmesini beklediğiniz şey budur işte denir.

— Seyyid Kutub

AYARLAR