بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

قُتِلَ ٱلْخَرَّٰصُونَ ﴿١٠

O kahrolası yalancılar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

ٱلَّذِينَ هُمْ فِى غَمْرَةٍ سَاهُونَ ﴿١١

O sarhoşluk içinde yaptığını bilmezler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

يَسْـَٔلُونَ أَيَّانَ يَوْمُ ٱلدِّينِ ﴿١٢

Soruyorlar: ne zaman o ceza günü? (yevmi dîn).

— Elmalılı Hamdi Yazır

يَوْمَ هُمْ عَلَى ٱلنَّارِ يُفْتَنُونَ ﴿١٣

Ateş üzerinde kıvranacakları gün.

— Elmalılı Hamdi Yazır

ذُوقُواْ فِتْنَتَكُمْ هَٰذَا ٱلَّذِى كُنتُم بِهِۦ تَسْتَعْجِلُونَ ﴿١٤

Tadın diye fitnenizi: bu, işte o sizin acele istediğiniz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّ ٱلْمُتَّقِينَ فِى جَنَّٰتٍ وَعُيُونٍ ﴿١٥

Şüphesiz ki müttekiler cennetlerde pınar başlarındadır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

ءَاخِذِينَ مَآ ءَاتَىٰهُمْ رَبُّهُمْۚ إِنَّهُمْ كَانُواْ قَبْلَ ذَٰلِكَ مُحْسِنِينَ ﴿١٦

Alarak Rableri’nin kendilerine verdiğini, çünkü onlar bundan evvel güzellik yapmayı âdet edinmişlerdi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

كَانُواْ قَلِيلًا مِّنَ ٱلَّيْلِ مَا يَهْجَعُونَ ﴿١٧

Geceden pek az uyuyorlardı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَبِٱلْأَسْحَارِ هُمْ يَسْتَغْفِرُونَ ﴿١٨

Ve seher vakitleri hep istiğfar ederlerdi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَفِىٓ أَمْوَٰلِهِمْ حَقٌّ لِّلسَّآئِلِ وَٱلْمَحْرُومِ ﴿١٩

Ve mallarında sâil ve mahrum için bir hak vardı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَفِى ٱلْأَرْضِ ءَايَٰتٌ لِّلْمُوقِنِينَ ﴿٢٠

Arzda da âyetler var iykan ehli için.

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR