بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

أَنَّىٰ لَهُمُ ٱلذِّكْرَىٰ وَقَدْ جَآءَهُمْ رَسُولٌ مُّبِينٌ ﴿١٣

Nerede onlarda öğüt almak? Kendilerine gerçeği açıklayan bir peygamber gelmişti.

— İbni Kesir

ثُمَّ تَوَلَّوْاْ عَنْهُ وَقَالُواْ مُعَلَّمٌ مَّجْنُونٌ ﴿١٤

Ondan yüz çevirmişler; belletilmiş delinin biri, demişlerdi

— İbni Kesir

إِنَّا كَاشِفُواْ ٱلْعَذَابِ قَلِيلًاۚ إِنَّكُمْ عَآئِدُونَ ﴿١٥

Biz, az bir süre için azabı kaldıracağız. Ama siz, eski halinize döneceksiniz.

— İbni Kesir

يَوْمَ نَبْطِشُ ٱلْبَطْشَةَ ٱلْكُبْرَىٰٓ إِنَّا مُنتَقِمُونَ ﴿١٦

Onları çarptıkça çarpacağımız gün; şüphesiz intikam alırız.

— İbni Kesir

وَلَقَدْ فَتَنَّا قَبْلَهُمْ قَوْمَ فِرْعَوْنَ وَجَآءَهُمْ رَسُولٌ كَرِيمٌ ﴿١٧

Andolsun ki; onlardan önce Firavun kavmini de denemiştik ve onlara kerim bir peygamber gelmişti.

— İbni Kesir

أَنْ أَدُّوٓاْ إِلَىَّ عِبَادَ ٱللَّهِۖ إِنِّى لَكُمْ رَسُولٌ أَمِينٌ ﴿١٨

Allah'ın kullarını bana teslim edin. Doğrusu ben, size gönderilmiş emin bir peygamberim.

— İbni Kesir

وَأَن لَّا تَعْلُواْ عَلَى ٱللَّهِۖ إِنِّىٓ ءَاتِيكُم بِسُلْطَٰنٍ مُّبِينٍ ﴿١٩

Allah'a karşı yücelik taslamayın. Doğrusu ben, size açık bir burhan getirdim.

— İbni Kesir

وَإِنِّى عُذْتُ بِرَبِّى وَرَبِّكُمْ أَن تَرْجُمُونِ ﴿٢٠

Beni taşlamanızdan ötürü; benim de Rabbım, sizin de Rabbınız olana sığındım.

— İbni Kesir

وَإِن لَّمْ تُؤْمِنُواْ لِى فَٱعْتَزِلُونِ ﴿٢١

Eğer bana inanmazsanız; benden uzaklaşıp gidin.

— İbni Kesir

فَدَعَا رَبَّهُۥٓ أَنَّ هَٰٓؤُلَآءِ قَوْمٌ مُّجْرِمُونَ ﴿٢٢

Bunlar, suçlu bir kavimdir, diyerek Rabbına dua etti.

— İbni Kesir

فَأَسْرِ بِعِبَادِى لَيْلًا إِنَّكُم مُّتَّبَعُونَ ﴿٢٣

Öyleyse kullarımı geceleyin yürüt, siz muhakkak takip olunacaksınız.

— İbni Kesir

AYARLAR