بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

إِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلَٰٓئِكَةِ إِنِّى خَٰلِقٌۢ بَشَرًا مِّن طِينٍ ﴿٧١

Rabbin melâikeye dediği vakit: haberiniz olsun ben bir çamurdan bir beşer yaratmaktayım.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَإِذَا سَوَّيْتُهُۥ وَنَفَخْتُ فِيهِ مِن رُّوحِى فَقَعُواْ لَهُۥ سَٰجِدِينَ ﴿٧٢

Onu tesviye ettim de ruhumdan ona nefheyledimmi derhal ona secdeye kapanın.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَسَجَدَ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ كُلُّهُمْ أَجْمَعُونَ ﴿٧٣

Onun üzerine melâikenin hepsi toptan secde ettiler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِلَّآ إِبْلِيسَ ٱسْتَكْبَرَ وَكَانَ مِنَ ٱلْكَٰفِرِينَ ﴿٧٤

Yalnız İblîs kibirlenmek istedi ve kâfirlerden oldu.

— Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ يَٰٓإِبْلِيسُ مَا مَنَعَكَ أَن تَسْجُدَ لِمَا خَلَقْتُ بِيَدَىَّۖ أَسْتَكْبَرْتَ أَمْ كُنتَ مِنَ ٱلْعَالِينَ ﴿٧٥

Ey İblîs! buyurdu: o benim iki elimle yarattığıma secde etmene ne mani' oldu sana? Kibirlenmek mi istedin? Yoksa âlîlerden mi bulunuyorsun?

— Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ أَنَاْ خَيْرٌ مِّنْهُۖ خَلَقْتَنِى مِن نَّارٍ وَخَلَقْتَهُۥ مِن طِينٍ ﴿٧٦

Dedi ki ben ondan hayırlıyım Ben-î bir ateşten yarattın, onu ise bir çamurdan yarattın.

— Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ فَٱخْرُجْ مِنْهَا فَإِنَّكَ رَجِيمٌ ﴿٧٧

Buyurdu ki: hemen çık oradan çünkü artık sen matrud (racîm) sin.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِنَّ عَلَيْكَ لَعْنَتِىٓ إِلَىٰ يَوْمِ ٱلدِّينِ ﴿٧٨

Ve her halde üzerindedir lânetim ceza gününe kadar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ رَبِّ فَأَنظِرْنِىٓ إِلَىٰ يَوْمِ يُبْعَثُونَ ﴿٧٩

Dedi: Ya Rab! O halde ba'solunacakları güne kadar Ben-î geri bırak.

— Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ فَإِنَّكَ مِنَ ٱلْمُنظَرِينَ ﴿٨٠

Haydi buyurdu: geri bırakılanlardansın.

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِلَىٰ يَوْمِ ٱلْوَقْتِ ٱلْمَعْلُومِ ﴿٨١

Malûm vakit gününe kadar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR