بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَٱلصَّٰٓفَّٰتِ صَفًّا ﴿١

Kasem olsun ol kuvvetlere: o saf dizip de duranlara.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَٱلزَّٰجِرَٰتِ زَجْرًا ﴿٢

O haykırıp da sürenlere.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَٱلتَّٰلِيَٰتِ ذِكْرًا ﴿٣

Ve o yolda zikr okuyanlara.

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّ إِلَٰهَكُمْ لَوَٰحِدٌ ﴿٤

Ki ilâhınız birdir sizin.

— Elmalılı Hamdi Yazır

رَّبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا وَرَبُّ ٱلْمَشَٰرِقِ ﴿٥

Hep o göklerin yerin ve aralarındakilerin Rabb’i ve bütün meşriklerin Rabb’i.

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّا زَيَّنَّا ٱلسَّمَآءَ ٱلدُّنْيَا بِزِينَةٍ ٱلْكَوَاكِبِ ﴿٦

Bakınız biz o dünya Semâ’yı (o yakın göğü) bir ziynetle donattık: kevakib.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَحِفْظًا مِّن كُلِّ شَيْطَٰنٍ مَّارِدٍ ﴿٧

Hem mütemerrid ve her şeytandan koruduk.

— Elmalılı Hamdi Yazır

لَّا يَسَّمَّعُونَ إِلَى ٱلْمَلَإِ ٱلْأَعْلَىٰ وَيُقْذَفُونَ مِن كُلِّ جَانِبٍ ﴿٨

Onlar mele-i alâyı dinleyemezler, tard için her taraftan sıkıya tutulurlar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

دُحُورًاۖ وَلَهُمْ عَذَابٌ وَاصِبٌ ﴿٩

Ve onlara ayrılmaz bir azâb vardır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِلَّا مَنْ خَطِفَ ٱلْخَطْفَةَ فَأَتْبَعَهُۥ شِهَابٌ ثَاقِبٌ ﴿١٠

Ancak bir çalıp çarpan, onun da peşine bir şihabı sâkıb takılır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR