بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّ هَٰذَا لَهُوَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡعَظِيمُ ٦٠

Bu işte hiç şüphesiz o büyük murad, büyük kurtuluş.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İşte bu, şüphesiz büyük kurtuluştur.

– İbni Kesir

Şüphesiz bu (cennetteki nimetlere ulaşmak) büyük bir başarıdır.

– Diyanet İşleri

Muhakkak ki bu, büyük kurtuluşun ta kendisidir.

– Hasan Basri Çantay

İşte büyük başarı ve mutluluk budur.

– Seyyid Kutub

لِمِثۡلِ هَٰذَا فَلۡيَعۡمَلِ ٱلۡعَٰمِلُونَ ٦١

Böyle bir murad için çalışsın çalışan erler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Çalışanlar bunun gibisi için çalışsınlar.

– İbni Kesir

Çalışanlar böylesi için çalışsınlar!

– Diyanet İşleri

Artık çalışanlar da bunun gibi (bir murad için) çalışmalıdır.

– Hasan Basri Çantay

Çalışanlar bunun için çalışsınlar.

– Seyyid Kutub

أَذَٰلِكَ خَيۡرٞ نُّزُلًا أَمۡ شَجَرَةُ ٱلزَّقُّومِ ٦٢

Nasıl bu mu hayırlı konmak için yoksa o zakkum ağacı mı?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Konak yeri olarak bu mu hayırlıdır, yoksa zakkum ağacı mı?

– İbni Kesir

Ziyafet olarak bu mu daha hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı?

– Diyanet İşleri

Böyle (bir ni'mete) konmak mı hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı?

– Hasan Basri Çantay

Cennet gibi konak mı hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı?

– Seyyid Kutub

إِنَّا جَعَلۡنَٰهَا فِتۡنَةٗ لِّلظَّٰلِمِينَ ٦٣

Ki biz onu zalimler için bir fitne kılmışızdır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu Biz, onu; zalimler için bir fitne yaptık.

– İbni Kesir

Şüphesiz biz onu zalimler için bir imtihan aracı kıldık.

– Diyanet İşleri

Hakıykat, biz onu zaalimler (kâfirler) için bir fitne (imtihan) yapdık.

– Hasan Basri Çantay

Biz, o ağacı zalimler için fitne yaptık.

– Seyyid Kutub

إِنَّهَا شَجَرَةٞ تَخۡرُجُ فِيٓ أَصۡلِ ٱلۡجَحِيمِ ٦٤

O bir ağaçtır ki cehennemin kökünde çıkar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O, cehennemin dibinde çıkan bir ağaçtır.

– İbni Kesir

O, cehennemin dibinde biten bir ağaçtır.

– Diyanet İşleri

Şübhesiz ki o, çılgın ateşin dibinde (bitib) çıkacakdır.

– Hasan Basri Çantay

O, cehennemin dibinde çıkan bir ağaçtır.

– Seyyid Kutub

طَلۡعُهَا كَأَنَّهُۥ رُءُوسُ ٱلشَّيَٰطِينِ ٦٥

Tomurcukları Şeytanların başları gibidir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Tomurcukları şeytanların başları gibidir.

– İbni Kesir

Onun meyveleri sanki şeytanların kafalarıdır.

– Diyanet İşleri

Ki tomurcukları şeytanların başları gibidir.

– Hasan Basri Çantay

Tomurcukları, şeytanın başı gibidir.

– Seyyid Kutub

فَإِنَّهُمۡ لَأٓكِلُونَ مِنۡهَا فَمَالِـُٔونَ مِنۡهَا ٱلۡبُطُونَ ٦٦

Her halde onlar ondan yiyeceklerdir. Yiyecekler de ondan karınlarını dolduracaklardır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar muhakkak ondan yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklardır.

– İbni Kesir

Cehennemlikler ondan yiyecekler ve onunla karınlarını dolduracaklardır.

– Diyanet İşleri

İşte hakıykat onlar bundan yiyecekler, bu suretle karınlarını bundan dolduracaklar.

– Hasan Basri Çantay

İşte cehennemlikler bundan yer ve karınlarını bununla doldururlar.

– Seyyid Kutub

ثُمَّ إِنَّ لَهُمۡ عَلَيۡهَا لَشَوۡبٗا مِّنۡ حَمِيمٖ ٦٧

Sonra üzerine onların hamîmden bir haşlamaları vardır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra onlar için, üzerine kaynar su katılmış içkiler de vardır.

– İbni Kesir

Sonra onlar için bunun üstüne kaynar sudan karışık bir içecek vardır.

– Diyanet İşleri

Sonra üzerine de onlar için çok sıcak bir su ile karışdırılmış (şarab) vardır.

– Hasan Basri Çantay

Sonra, bu yemeğin üzerine kaynar su katılmış içki onlar içindir.

– Seyyid Kutub

ثُمَّ إِنَّ مَرۡجِعَهُمۡ لَإِلَى ٱلۡجَحِيمِ ٦٨

Sonra da dönümleri şüphesiz ki cehennemedir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra onların dönüşü muhakkak, yine cehennemedir.

– İbni Kesir

Sonra onların dönüşleri mutlaka cehennemedir.

– Diyanet İşleri

Sonra dönüb gidecekleri yer, şübhesiz yine cehennemdir.

– Hasan Basri Çantay

Sonra dönüşleri yine cehennemedir.

– Seyyid Kutub

إِنَّهُمۡ أَلۡفَوۡاْ ءَابَآءَهُمۡ ضَآلِّينَ ٦٩

Çünkü onlar babalarını dalâlette buldular.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu onlar, babalarını sapıklar olarak bulmuşlardı.

– İbni Kesir

Çünkü onlar babalarını sapık kimseler olarak buldular.

– Diyanet İşleri

Çünkü onlar atalarını sapkın kimseler bulmuşlardı da,

– Hasan Basri Çantay

Çünkü onlar atalarını sapık yolda buldular.

– Seyyid Kutub

فَهُمۡ عَلَىٰٓ ءَاثَٰرِهِمۡ يُهۡرَعُونَ ٧٠

Şimdi de onların izlerince koşturuyorlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yine de onların izlerinde koşturuluyorlardı.

– İbni Kesir

Kendileri de onların izinden koşa koşa gitmektedirler.

– Diyanet İşleri

Kendileri de onların izleri üzerinde (birbirini itib) koşduruluyorlardı.

– Hasan Basri Çantay

Öyle iken yine de düşünmeden atalarının peşinden koşuyorlardı.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu