بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

قَالَ تَٱللَّهِ إِن كِدتَّ لَتُرْدِينِ ﴿٥٦

Dedi ki: Allah'a andolsun ki; az kaldı beni de mahvedecektin.

— İbni Kesir

وَلَوْلَا نِعْمَةُ رَبِّى لَكُنتُ مِنَ ٱلْمُحْضَرِينَ ﴿٥٧

Rabbımın lutfu olmasaydı, ben de oraya götürülenlerden olacaktım.

— İbni Kesir

أَفَمَا نَحْنُ بِمَيِّتِينَ ﴿٥٨

Biz, bir daha ölmeyeceğiz değil mi?

— İbni Kesir

إِلَّا مَوْتَتَنَا ٱلْأُولَىٰ وَمَا نَحْنُ بِمُعَذَّبِينَ ﴿٥٩

Ancak ilk ölümümüz müstesna, ve azablandırılmayacağız da.

— İbni Kesir

إِنَّ هَٰذَا لَهُوَ ٱلْفَوْزُ ٱلْعَظِيمُ ﴿٦٠

İşte bu, şüphesiz büyük kurtuluştur.

— İbni Kesir

لِمِثْلِ هَٰذَا فَلْيَعْمَلِ ٱلْعَٰمِلُونَ ﴿٦١

Çalışanlar bunun gibisi için çalışsınlar.

— İbni Kesir

أَذَٰلِكَ خَيْرٌ نُّزُلًا أَمْ شَجَرَةُ ٱلزَّقُّومِ ﴿٦٢

Konak yeri olarak bu mu hayırlıdır, yoksa zakkum ağacı mı?

— İbni Kesir

إِنَّا جَعَلْنَٰهَا فِتْنَةً لِّلظَّٰلِمِينَ ﴿٦٣

Doğrusu Biz, onu; zalimler için bir fitne yaptık.

— İbni Kesir

إِنَّهَا شَجَرَةٌ تَخْرُجُ فِىٓ أَصْلِ ٱلْجَحِيمِ ﴿٦٤

O, cehennemin dibinde çıkan bir ağaçtır.

— İbni Kesir

طَلْعُهَا كَأَنَّهُۥ رُءُوسُ ٱلشَّيَٰطِينِ ﴿٦٥

Tomurcukları şeytanların başları gibidir.

— İbni Kesir

فَإِنَّهُمْ لَءَاكِلُونَ مِنْهَا فَمَالِـُٔونَ مِنْهَا ٱلْبُطُونَ ﴿٦٦

Onlar muhakkak ondan yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklardır.

— İbni Kesir

AYARLAR