بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَٱلزَّٰجِرَٰتِ زَجْرًا ٢

(1-2-3) Saflar bağlayıb duranlara, sevk (-u idare) ve (men'-u) zecredenlere, zikir okuyanlara yemîn ederim ki,

– Hasan Basri Çantay

فَٱلتَّٰلِيَٰتِ ذِكْرًا ٣

(1-2-3) Saflar bağlayıb duranlara, sevk (-u idare) ve (men'-u) zecredenlere, zikir okuyanlara yemîn ederim ki,

– Hasan Basri Çantay

إِنَّ إِلَٰهَكُمْ لَوَٰحِدٌ ٤

Gerçek, sizin Tanrınız hakîkaten birdir.

– Hasan Basri Çantay

رَّبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا وَرَبُّ ٱلْمَشَٰرِقِ ٥

(O), göklerin ve yerin ve bunlar arasında ne varsa hepsinin Rabbidir. Doğuların da Rabbidir O.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّا زَيَّنَّا ٱلسَّمَآءَ ٱلدُّنْيَا بِزِينَةٍ ٱلْكَوَاكِبِ ٦

Hakîkat biz (size) en yakın göğü bir zînetle, yıldızlarla (donatıp) süsledik.

– Hasan Basri Çantay

وَحِفْظًا مِّن كُلِّ شَيْطَٰنٍ مَّارِدٍ ٧

(Onu itaatden çıkan) her mütemerrid şeytandan koruduk.

– Hasan Basri Çantay

لَّا يَسَّمَّعُونَ إِلَى ٱلْمَلَإِ ٱلْأَعْلَىٰ وَيُقْذَفُونَ مِن كُلِّ جَانِبٍ ٨

(8-9) Ki onlar «Mele'-i a'lâ» ya kulak verib dinleyemezler, her yandan koğularak atılırlar. Onlar için (âhiretde de) ardı arası kesilmez bir azâb vardır.

– Hasan Basri Çantay

دُحُورًاۖ وَلَهُمْ عَذَابٌ وَاصِبٌ ٩

(8-9) Ki onlar «Mele'-i a'lâ» ya kulak verib dinleyemezler, her yandan koğularak atılırlar. Onlar için (âhiretde de) ardı arası kesilmez bir azâb vardır.

– Hasan Basri Çantay

إِلَّا مَنْ خَطِفَ ٱلْخَطْفَةَ فَأَتْبَعَهُۥ شِهَابٌ ثَاقِبٌ ١٠

Meğer ki (içlerinden) bir çalıb çarpan (ı) olsun. Fakat onu da delib geçen bir alev ta'kıyb etmişdir.

– Hasan Basri Çantay

فَٱسْتَفْتِهِمْ أَهُمْ أَشَدُّ خَلْقًا أَم مَّنْ خَلَقْنَآۚ إِنَّا خَلَقْنَٰهُم مِّن طِينٍ لَّازِبٍۭ ١١

Şimdi onlardan haber iste: Yaratılışda kendileri mi daha kuvvetli, yoksa bizim yaratdıklarımız mı? Hakıykat biz onları bir cıvık çamurdan yaratdık.

– Hasan Basri Çantay

بَلْ عَجِبْتَ وَيَسْخَرُونَ ١٢

Belki sen (Habîbim) teaccüb etdin. Onlar da (bu teaccübünden dolayı) eğlenirler,

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu