بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَإِنَّكُمْ لَتَمُرُّونَ عَلَيْهِم مُّصْبِحِينَ ١٣٧

Ey insanlar! Sabahleyin onların yanından geçip gidiyorsunuz.

– Seyyid Kutub

وَبِٱلَّيْلِۗ أَفَلَا تَعْقِلُونَ ١٣٨

Ve geceleyin. Düşünmüyor musunuz?

– Seyyid Kutub

وَإِنَّ يُونُسَ لَمِنَ ٱلْمُرْسَلِينَ ١٣٩

Yunus da gönderilen peygamberlerdendi.

– Seyyid Kutub

إِذْ أَبَقَ إِلَى ٱلْفُلْكِ ٱلْمَشْحُونِ ١٤٠

Dolu bir gemiye kaçmıştı.

– Seyyid Kutub

فَسَاهَمَ فَكَانَ مِنَ ٱلْمُدْحَضِينَ ١٤١

Gemide olanlar arasında kura çekilmişti de yenilenlerden olmuştu, bu sebepten denize atılmıştı.

– Seyyid Kutub

فَٱلْتَقَمَهُ ٱلْحُوتُ وَهُوَ مُلِيمٌ ١٤٢

Yunus kendini kınarken, balık onu yutmuştu.

– Seyyid Kutub

فَلَوْلَآ أَنَّهُۥ كَانَ مِنَ ٱلْمُسَبِّحِينَ ١٤٣

Eğer Allah'ı tesbih edenlerden olmasaydı.

– Seyyid Kutub

لَلَبِثَ فِى بَطْنِهِۦٓ إِلَىٰ يَوْمِ يُبْعَثُونَ ١٤٤

İnsanların yeniden dirileceği güne kadar balığın karnında kalırdı.

– Seyyid Kutub

فَنَبَذْنَٰهُ بِٱلْعَرَآءِ وَهُوَ سَقِيمٌ ١٤٥

Biz de onu halsiz bir durumda ağaçsız çıplak bir yere attık.

– Seyyid Kutub

وَأَنۢبَتْنَا عَلَيْهِ شَجَرَةً مِّن يَقْطِينٍ ١٤٦

Üzerine gölge yapması için geniş yapraklı bitki yetiştirdik.

– Seyyid Kutub

وَأَرْسَلْنَٰهُ إِلَىٰ مِاْئَةِ أَلْفٍ أَوْ يَزِيدُونَ ١٤٧

Ve onu yüz bin insan ya da daha çok kişiye peygamber olarak gönderdik.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu