بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

ءَأَتَّخِذُ مِن دُونِهِۦٓ ءَالِهَةً إِن يُرِدْنِ ٱلرَّحْمَٰنُ بِضُرٍّ لَّا تُغْنِ عَنِّى شَفَٰعَتُهُمْ شَيْـًٔا وَلَا يُنقِذُونِ ٢٣

Ben, O'ndan başka tanrılar mı edinirim? Eğer Rahman bana bir zarar vermek isterse; onların şefaatı bana hiç bir fayda sağlamaz ve beni kurtarmaz da.

– İbni Kesir

إِنِّىٓ إِذًا لَّفِى ضَلَٰلٍ مُّبِينٍ ٢٤

O takdirde ben de gerçekten apaçık bir sapıklık içerisinde olurum.

– İbni Kesir

إِنِّىٓ ءَامَنتُ بِرَبِّكُمْ فَٱسْمَعُونِ ٢٥

Şüphesiz ki ben, Rabbınıza inandım. Artık beni dinleyin.

– İbni Kesir

قِيلَ ٱدْخُلِ ٱلْجَنَّةَۖ قَالَ يَٰلَيْتَ قَوْمِى يَعْلَمُونَ ٢٦

Cennete gir, denilince, dedi ki: Keşki kavmim bilir olsaydı;

– İbni Kesir

بِمَا غَفَرَ لِى رَبِّى وَجَعَلَنِى مِنَ ٱلْمُكْرَمِينَ ٢٧

Rabbımın beni bağışladığını ve beni ikram edilenlerden kıldığını.

– İbni Kesir

وَمَآ أَنزَلْنَا عَلَىٰ قَوْمِهِۦ مِنۢ بَعْدِهِۦ مِن جُندٍ مِّنَ ٱلسَّمَآءِ وَمَا كُنَّا مُنزِلِينَ ٢٨

Ondan sonra kavminin üzerine gökten bir ordu indirmedik, zaten indirecek de değildik.

– İbni Kesir

إِن كَانَتْ إِلَّا صَيْحَةً وَٰحِدَةً فَإِذَا هُمْ خَٰمِدُونَ ٢٩

Sadece, bir tek çığlık oldu. Ve onlar hemen sönüp gittiler.

– İbni Kesir

يَٰحَسْرَةً عَلَى ٱلْعِبَادِۚ مَا يَأْتِيهِم مِّن رَّسُولٍ إِلَّا كَانُواْ بِهِۦ يَسْتَهْزِءُونَ ٣٠

Yazıklar olsun o kullara ki; kendilerine bir peygamber gelmeyedursun onu hemen alaya alırlardı.

– İbni Kesir

أَلَمْ يَرَوْاْ كَمْ أَهْلَكْنَا قَبْلَهُم مِّنَ ٱلْقُرُونِ أَنَّهُمْ إِلَيْهِمْ لَا يَرْجِعُونَ ٣١

Görmüyorlar mı ki; kendilerinden önce nice nesilleri helak ettik. Ve onlar, bir daha kendilerine dönemezler.

– İbni Kesir

وَإِن كُلٌّ لَّمَّا جَمِيعٌ لَّدَيْنَا مُحْضَرُونَ ٣٢

Hepsi de muhakkak toptan huzurumuza getirileceklerdir.

– İbni Kesir

وَءَايَةٌ لَّهُمُ ٱلْأَرْضُ ٱلْمَيْتَةُ أَحْيَيْنَٰهَا وَأَخْرَجْنَا مِنْهَا حَبًّا فَمِنْهُ يَأْكُلُونَ ٣٣

Ölü toprak, onlar için bir ayettir. Biz, onu dirilttik ve ondan taneler çıkardık, ondan yemektedirler.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu