بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

يَأۡتُوكَ بِكُلِّ سَحَّارٍ عَلِيمٖ ٣٧

Belletilmiş tüm büyücüleri sana getirsinler.

– İbni Kesir

فَجُمِعَ ٱلسَّحَرَةُ لِمِيقَٰتِ يَوۡمٖ مَّعۡلُومٖ ٣٨

Büyücüler belli bir günün tayin edilen vaktinde toplandılar.

– İbni Kesir

وَقِيلَ لِلنَّاسِ هَلۡ أَنتُم مُّجۡتَمِعُونَ ٣٩

İnsanlara: Siz de toplanır mısınız? denildi.

– İbni Kesir

لَعَلَّنَا نَتَّبِعُ ٱلسَّحَرَةَ إِن كَانُواْ هُمُ ٱلۡغَٰلِبِينَ ٤٠

Eğer onlar galip gelirlerse; büyücülere belki biz de tabi oluruz.

– İbni Kesir

فَلَمَّا جَآءَ ٱلسَّحَرَةُ قَالُواْ لِفِرۡعَوۡنَ أَئِنَّ لَنَا لَأَجۡرًا إِن كُنَّا نَحۡنُ ٱلۡغَٰلِبِينَ ٤١

Büyücüler geldikleri vakit, Firavun'a dediler ki: Galip gelenler biz olursak; muhakkak bize bir ücret vardır değil mi?

– İbni Kesir

قَالَ نَعَمۡ وَإِنَّكُمۡ إِذٗا لَّمِنَ ٱلۡمُقَرَّبِينَ ٤٢

Evet, dedi. O takdirde siz, muhakkak gözdelerdensiniz.

– İbni Kesir

قَالَ لَهُم مُّوسَىٰٓ أَلۡقُواْ مَآ أَنتُم مُّلۡقُونَ ٤٣

Musa onlara dedi ki: Atacak olduğunuz şeyleri atın.

– İbni Kesir

فَأَلۡقَوۡاْ حِبَالَهُمۡ وَعِصِيَّهُمۡ وَقَالُواْ بِعِزَّةِ فِرۡعَوۡنَ إِنَّا لَنَحۡنُ ٱلۡغَٰلِبُونَ ٤٤

Onlar da bunun üzerine iplerini ve değneklerini attılar ve dediler ki: Firavun hakkı için elbette elbette biz galib gelenleriz.

– İbni Kesir

فَأَلۡقَىٰ مُوسَىٰ عَصَاهُ فَإِذَا هِيَ تَلۡقَفُ مَا يَأۡفِكُونَ ٤٥

Ardından Musa asasını attı. Bir de ne görsünler; onların uydurduklarını yutuveriyor.

– İbni Kesir

فَأُلۡقِيَ ٱلسَّحَرَةُ سَٰجِدِينَ ٤٦

Bunun üzerine büyücüler secdeye kapandılar.

– İbni Kesir

قَالُوٓاْ ءَامَنَّا بِرَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ٤٧

Dediler ki: Biz, alemlerin Rabbına inandık.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu