بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَأَنذِرۡ عَشِيرَتَكَ ٱلۡأَقۡرَبِينَ ٢١٤

(Önce) en yakın akrabanı uyar.

– Diyanet İşleri

وَٱخۡفِضۡ جَنَاحَكَ لِمَنِ ٱتَّبَعَكَ مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ٢١٥

Mü’minlerden sana uyanlara kanatlarını indir.

– Diyanet İşleri

فَإِنۡ عَصَوۡكَ فَقُلۡ إِنِّي بَرِيٓءٞ مِّمَّا تَعۡمَلُونَ ٢١٦

Eğer sana karşı gelirlerse, “Şüphesiz ben sizin yaptığınız şeylerden uzağım” de.

– Diyanet İşleri

وَتَوَكَّلۡ عَلَى ٱلۡعَزِيزِ ٱلرَّحِيمِ ٢١٧

(217-219) Namaza kalktığında, seni ve secde edenler arasında dolaşmanı gören; mutlak güç sahibi, çok merhametli olan Allah’a tevekkül et.

– Diyanet İşleri

ٱلَّذِي يَرَىٰكَ حِينَ تَقُومُ ٢١٨

(217-219) Namaza kalktığında, seni ve secde edenler arasında dolaşmanı gören; mutlak güç sahibi, çok merhametli olan Allah’a tevekkül et.

– Diyanet İşleri

وَتَقَلُّبَكَ فِي ٱلسَّٰجِدِينَ ٢١٩

(217-219) Namaza kalktığında, seni ve secde edenler arasında dolaşmanı gören; mutlak güç sahibi, çok merhametli olan Allah’a tevekkül et.

– Diyanet İşleri

إِنَّهُۥ هُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡعَلِيمُ ٢٢٠

Şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.

– Diyanet İşleri

هَلۡ أُنَبِّئُكُمۡ عَلَىٰ مَن تَنَزَّلُ ٱلشَّيَٰطِينُ ٢٢١

Şeytanların kime ineceğini size haber vereyim mi?

– Diyanet İşleri

تَنَزَّلُ عَلَىٰ كُلِّ أَفَّاكٍ أَثِيمٖ ٢٢٢

Onlar, her günahkâr yalancıya inerler.

– Diyanet İşleri

يُلۡقُونَ ٱلسَّمۡعَ وَأَكۡثَرُهُمۡ كَٰذِبُونَ ٢٢٣

Bunlar da şeytanlara kulak verirler. Onların çoğu ise yalancıdır.

– Diyanet İşleri

وَٱلشُّعَرَآءُ يَتَّبِعُهُمُ ٱلۡغَاوُۥنَ ٢٢٤

Şairlere ise haddi aşan azgınlar uyarlar.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu