بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَٱتَّقُواْ ٱلَّذِى خَلَقَكُمْ وَٱلْجِبِلَّةَ ٱلْأَوَّلِينَ ١٨٤

O sizi ve sizden evvelki cibileti yaratan hâlıktan korkun.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالُوٓاْ إِنَّمَآ أَنتَ مِنَ ٱلْمُسَحَّرِينَ ١٨٥

Sen, dediler: muhakkak sihirlilerdensin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَمَآ أَنتَ إِلَّا بَشَرٌ مِّثْلُنَا وَإِن نَّظُنُّكَ لَمِنَ ٱلْكَٰذِبِينَ ١٨٦

Sen bizim gibi bir beşerden başka nesin, doğrusu biz seni her halde yalancılardan sanıyoruz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَأَسْقِطْ عَلَيْنَا كِسَفًا مِّنَ ٱلسَّمَآءِ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ ١٨٧

Üzerimize Semâ’dan bir kıtayı düşürüver haydi sâdıklardan isen.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ رَبِّىٓ أَعْلَمُ بِمَا تَعْمَلُونَ ١٨٨

Rabbim alemdir, dedi: yaptıklarınıza.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَكَذَّبُوهُ فَأَخَذَهُمْ عَذَابُ يَوْمِ ٱلظُّلَّةِۚ إِنَّهُۥ كَانَ عَذَابَ يَوْمٍ عَظِيمٍ ١٨٩

Hasılı onu tekzib ettiler, kendilerini de o zulle gününün azâbı alıverdi ki o cidden büyük bir günün azâbı idi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةًۖ وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ ١٩٠

Şüphesiz bunda mutlak bir âyet var, öyle iken ekserîsi mü'min olmadı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلْعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ ١٩١

Ve şüphesiz ki Rabbin O, öyle Azîz öyle Rahîm.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِنَّهُۥ لَتَنزِيلُ رَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ ١٩٢

Ve hakikat bu (kur'an) Rabb-ül’âlemîn’in şüphesiz bir tenkizilidir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

نَزَلَ بِهِ ٱلرُّوحُ ٱلْأَمِينُ ١٩٣

Onu Ruhi emîn indirdi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

عَلَىٰ قَلْبِكَ لِتَكُونَ مِنَ ٱلْمُنذِرِينَ ١٩٤

Senin kalbin üzerine ki o münzirlerden olasın.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu