بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَمَآ أَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍۖ إِنْ أَجْرِىَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ ١٨٠

«Ben buna karşı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim mükâfatım aalemlerin Rabbinden başkasına aaid değil».

– Hasan Basri Çantay

أَوْفُواْ ٱلْكَيْلَ وَلَا تَكُونُواْ مِنَ ٱلْمُخْسِرِينَ ١٨١

Ölçeği tam ölçün. Eksiltenlerden olmayın».

– Hasan Basri Çantay

وَزِنُواْ بِٱلْقِسْطَاسِ ٱلْمُسْتَقِيمِ ١٨٢

«Doğru terazi ile tartın».

– Hasan Basri Çantay

وَلَا تَبْخَسُواْ ٱلنَّاسَ أَشْيَآءَهُمْ وَلَا تَعْثَوْاْ فِى ٱلْأَرْضِ مُفْسِدِينَ ١٨٣

«İnsanların hakkından bir şey'i kısmayın. Yer (yüzün) de fesadcılar olarak bozgunculuk etmeyin».

– Hasan Basri Çantay

وَٱتَّقُواْ ٱلَّذِى خَلَقَكُمْ وَٱلْجِبِلَّةَ ٱلْأَوَّلِينَ ١٨٤

«(Gerek) sizi, (gerek sizden) evvelki ümmetleri yaratan (Allah) dan korkun».

– Hasan Basri Çantay

قَالُوٓاْ إِنَّمَآ أَنتَ مِنَ ٱلْمُسَحَّرِينَ ١٨٥

Dediler: «Sen ancak fazla büyülenmişlerdensin»!

– Hasan Basri Çantay

وَمَآ أَنتَ إِلَّا بَشَرٌ مِّثْلُنَا وَإِن نَّظُنُّكَ لَمِنَ ٱلْكَٰذِبِينَ ١٨٦

«Sen bizim gibi bir beşerden başkası değilsin. Biz senin muhakkak yalancılardan olduğunu zannediyoruz».

– Hasan Basri Çantay

فَأَسْقِطْ عَلَيْنَا كِسَفًا مِّنَ ٱلسَّمَآءِ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ ١٨٧

«Eğer doğruculardan isen gökden üstümüze bir parça düşür».

– Hasan Basri Çantay

قَالَ رَبِّىٓ أَعْلَمُ بِمَا تَعْمَلُونَ ١٨٨

(Şuayb) dedi: «Ne yapıyorsanız Rabbim daha iyi bilicidir».

– Hasan Basri Çantay

فَكَذَّبُوهُ فَأَخَذَهُمْ عَذَابُ يَوْمِ ٱلظُّلَّةِۚ إِنَّهُۥ كَانَ عَذَابَ يَوْمٍ عَظِيمٍ ١٨٩

Hulâsa: Onu tekzîb etdiler de kendilerini o gölge gününün azâbı yakalayıverdi. Hakıykat bu, o günün büyük azâbı idi.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةًۖ وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ ١٩٠

Şübhesiz bunda mutlak bir âyet vardır. (Fakat) onların çoğu îman ediciler değildir.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu