بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

إِذْ قَالَ لَهُمْ أَخُوهُمْ صَٰلِحٌ أَلَا تَتَّقُونَ ﴿١٤٢

O vakit ki kardeşleri Salih onlara demişti: Allah’dan korkmaz mısınız?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Hani onlara kardeşleri Salih demişti ki: Siz, sakınmaz mısınız?

— İbni Kesir

Hani kardeşleri Salih, onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?”

— Diyanet İşleri

O zamanda ki biraderleri Saalih onlara: «(Allahdan) korkmaz mısınız?» demişdi.

— Hasan Basri Çantay

Hani kardeşleri Salih onlara dedi ki, siz hiç Allah'tan korkmaz mısınız?

— Seyyid Kutub

إِنِّى لَكُمْ رَسُولٌ أَمِينٌ ﴿١٤٣

Haberiniz olsun ki ben size gönderilmiş bir Resulüm, eminim.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki ben, size emin bir peygamberim.

— İbni Kesir

“Ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.”

— Diyanet İşleri

«Şübhesiz ben size (gönderilmiş) emîn bir peygamberim».

— Hasan Basri Çantay

Ben size gönderilmiş güvenilir bir Allah elçisiyim.

— Seyyid Kutub

فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ ﴿١٤٤

Gelin Allah’dan korkun ve bana itaat edin.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Artık Allah'tan korkun da bana itaat edin.

— İbni Kesir

“Öyle ise Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!”

— Diyanet İşleri

«Artık Allahdan korkun ve bana itaat edin».

— Hasan Basri Çantay

Öyleyse Allah'tan korkunuz da çağrıma uyunuz.

— Seyyid Kutub

وَمَآ أَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍۖ إِنْ أَجْرِىَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ ﴿١٤٥

Buna karşı ben sizden bir ecir istemiyorum, benim ecrim ancak Rabb-ül’âlemîn’e aiddir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, ancak alemlerin Rabbına aittir.

— İbni Kesir

“Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir.”

— Diyanet İşleri

«Ben buna karşı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim mükâfatım aalemlerin Rabbinden başkasına aaid değildir».

— Hasan Basri Çantay

Ben bu çağrı hizmetime karşılık sizden herhangi bir ücret istemiyorum; benim çabalarımın karşılığını verecek olan, alemlerin Rabb'idir.

— Seyyid Kutub

أَتُتْرَكُونَ فِى مَا هَٰهُنَآ ءَامِنِينَ ﴿١٤٦

Siz burada emn-ü eman ile bırakılacak mısınız?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Burada emniyet içinde bırakılır mısınız?

— İbni Kesir

(146-148) “Siz buradaki bahçelerde, pınar başlarında, ekinlerde, meyveleri olgunlaşmış hurmalıklarda güven içinde bırakılacak mısınız?”

— Diyanet İşleri

«Siz burada (ki nimetlerin içinde) emîn emîn bırakılacak mısınız»?

— Hasan Basri Çantay

Siz bu dünyada hep güven içinde yaşatılacağınızı mı sanıyorsunuz?

— Seyyid Kutub

فِى جَنَّٰتٍ وَعُيُونٍ ﴿١٤٧

O cennetler, pınarlar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Bahçelerde, çeşmelerde.

— İbni Kesir

(146-148) “Siz buradaki bahçelerde, pınar başlarında, ekinlerde, meyveleri olgunlaşmış hurmalıklarda güven içinde bırakılacak mısınız?”

— Diyanet İşleri

«Bağların, pınarların içinde»,

— Hasan Basri Çantay

Bahçeler ve pınarlar arasında

— Seyyid Kutub

وَزُرُوعٍ وَنَخْلٍ طَلْعُهَا هَضِيمٌ ﴿١٤٨

Lâtıf tal'ı sarkmış hurmalar, ekinler içinde.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ekinler, salkımları sarkmış hurmalıklar arasında.

— İbni Kesir

(146-148) “Siz buradaki bahçelerde, pınar başlarında, ekinlerde, meyveleri olgunlaşmış hurmalıklarda güven içinde bırakılacak mısınız?”

— Diyanet İşleri

«Ekinlerin ve tomurcukları nâzik, yumuşak hurma ağaçlarının içinde».

— Hasan Basri Çantay

Ekinler ve olgun tomurcuklar hurmalar arasında

— Seyyid Kutub

وَتَنْحِتُونَ مِنَ ٱلْجِبَالِ بُيُوتًا فَٰرِهِينَ ﴿١٤٩

Ki bir de dağlardan keyfli keyfli evler yontuyorsunuz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Dağlarda ustalıkla evler oyar mısınız?

— İbni Kesir

“Bir de dağlardan ustalıkla evler yontuyorsunuz.”

— Diyanet İşleri

«Dağlardan şımarık şımarık evler yontuyorsunuz».

— Hasan Basri Çantay

Dağları maharetle oyup alımlı köşkler yapıyorsunuz?

— Seyyid Kutub

فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ ﴿١٥٠

Gelin Allah’dan korkun da bana itaat eyleyin.

— Elmalılı Hamdi Yazır

O halde Allah'tan korkun da bana itaat edin.

— İbni Kesir

“Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.”

— Diyanet İşleri

«Artık Allahdan korkun ve bana itaat edin».

— Hasan Basri Çantay

Allah'tan korkunuz da çağrıma uyunuz.

— Seyyid Kutub

وَلَا تُطِيعُوٓاْ أَمْرَ ٱلْمُسْرِفِينَ ﴿١٥١

İtaat etmeyin o kimselere ki.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Müsriflerin emrine itaat etmeyin.

— İbni Kesir

(151-152) “Yeryüzünde ıslaha çalışmayıp fesat çıkaran haddi aşmışların emrine itaat etmeyin.”

— Diyanet İşleri

«Müfritlerin emrine boyun eğmeyin».

— Hasan Basri Çantay

Aranızdaki azıtmışların emirlerine uymayınız.

— Seyyid Kutub

ٱلَّذِينَ يُفْسِدُونَ فِى ٱلْأَرْضِ وَلَا يُصْلِحُونَ ﴿١٥٢

Yer yüzünü fesada verirler de islâh etmezler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar ki yeryüzünde bozgunculuk yaparlar da ıslah etmezler.

— İbni Kesir

(151-152) “Yeryüzünde ıslaha çalışmayıp fesat çıkaran haddi aşmışların emrine itaat etmeyin.”

— Diyanet İşleri

«Ki onlar yer (yüzün) de fesâd yapar, ıslah etmez kimselerdir».

— Hasan Basri Çantay

Onlar yeryüzünde kargaşa çıkarırlar, hiçbir bozukluğu düzeltmezler.

— Seyyid Kutub

AYARLAR