بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَمَا نَحۡنُ بِمُعَذَّبِينَ ١٣٨

Hem biz, azaba uğratılacak da değiliz.

– İbni Kesir

فَكَذَّبُوهُ فَأَهۡلَكۡنَٰهُمۡۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ ١٣٩

Böylece onu yalanladılar. Ve Biz, onları yok ettik. Muhakkak ki bunda bir ayet vardır. Ama onların çoğu mü'minler olmadı.

– İbni Kesir

وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ ١٤٠

Ve muhakkak ki Rabbın, elbette o; Aziz'dir, Rahim'dir.

– İbni Kesir

كَذَّبَتۡ ثَمُودُ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ١٤١

Semud da peygamberleri yalanladı.

– İbni Kesir

إِذۡ قَالَ لَهُمۡ أَخُوهُمۡ صَٰلِحٌ أَلَا تَتَّقُونَ ١٤٢

Hani onlara kardeşleri Salih demişti ki: Siz, sakınmaz mısınız?

– İbni Kesir

إِنِّي لَكُمۡ رَسُولٌ أَمِينٞ ١٤٣

Muhakkak ki ben, size emin bir peygamberim.

– İbni Kesir

فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ ١٤٤

Artık Allah'tan korkun da bana itaat edin.

– İbni Kesir

وَمَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ أَجۡرٍۖ إِنۡ أَجۡرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ١٤٥

Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, ancak alemlerin Rabbına aittir.

– İbni Kesir

أَتُتۡرَكُونَ فِي مَا هَٰهُنَآ ءَامِنِينَ ١٤٦

Burada emniyet içinde bırakılır mısınız?

– İbni Kesir

فِي جَنَّٰتٖ وَعُيُونٖ ١٤٧

Bahçelerde, çeşmelerde.

– İbni Kesir

وَزُرُوعٖ وَنَخۡلٖ طَلۡعُهَا هَضِيمٞ ١٤٨

Ekinler, salkımları sarkmış hurmalıklar arasında.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu