بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالُوٓاْ أَنُؤْمِنُ لَكَ وَٱتَّبَعَكَ ٱلْأَرْذَلُونَ ١١١

Dediler: hiç biz sana inanır mıyız ? Senin ardına hep o ezrail düşmüş?

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ وَمَا عِلْمِى بِمَا كَانُواْ يَعْمَلُونَ ١١٢

Benim ne ılmim olabilir? dedi: onlar ne yapıyorlarmış.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنْ حِسَابُهُمْ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّىۖ لَوْ تَشْعُرُونَ ١١٣

Sizin şuurunuz olsa onların hesabı ancak Rabb’ime aiddir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَمَآ أَنَاْ بِطَارِدِ ٱلْمُؤْمِنِينَ ١١٤

Hem ben iman edenleri koğmaya memur değilim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنْ أَنَاْ إِلَّا نَذِيرٌ مُّبِينٌ ١١٥

Ben ancak açık, bir nezirim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالُواْ لَئِن لَّمْ تَنتَهِ يَٰنُوحُ لَتَكُونَنَّ مِنَ ٱلْمَرْجُومِينَ ١١٦

And ederiz ki dediler; eğer vazgeçmezsen yâ Nuh! Mutlak ve muhakkak recm edilenlerden olacaksın.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ رَبِّ إِنَّ قَوْمِى كَذَّبُونِ ١١٧

Yâ Rab! dedi: anlaşıldı ki kavmim beni tekzib ettiler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَٱفْتَحْ بَيْنِى وَبَيْنَهُمْ فَتْحًا وَنَجِّنِى وَمَن مَّعِىَ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ ١١٨

Artık benimle onların arasını nasıl ayırt edeceksen et de bana ve beraberimdeki mü'minlere necat ver.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَأَنجَيْنَٰهُ وَمَن مَّعَهُۥ فِى ٱلْفُلْكِ ٱلْمَشْحُونِ ١١٩

Bunun üzerine biz de onu ve beraberindekileri o dolu gemide necata çıkardık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

ثُمَّ أَغْرَقْنَا بَعْدُ ٱلْبَاقِينَ ١٢٠

Sonra da arkasından kalanları garkettik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةًۖ وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ ١٢١

Şüphesiz bunda mutlak bir âyet var öyle iken ekserîsi mü'min olmadı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu