بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَمَآ أَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍۖ إِنْ أَجْرِىَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ ١٠٩

Ben bu çağrı hizmetime karşılık sizden herhangi bir ücret istemiyorum, benim çabamın karşılığını verecek olan alemlerin Rabb'idir.

– Seyyid Kutub

فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ ١١٠

O halde Allah'tan korkunuz ve çağrıma uyunuz.

– Seyyid Kutub

قَالُوٓاْ أَنُؤْمِنُ لَكَ وَٱتَّبَعَكَ ٱلْأَرْذَلُونَ ١١١

Soydaşları, «peşinden gelenler aramızdaki ayak takımı iken hiç biz sana inanır mıyız» dediler.

– Seyyid Kutub

قَالَ وَمَا عِلْمِى بِمَا كَانُواْ يَعْمَلُونَ ١١٢

Nuh dedi ki; «Onların neler yaptıklarını ben bilemem.»

– Seyyid Kutub

إِنْ حِسَابُهُمْ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّىۖ لَوْ تَشْعُرُونَ ١١٣

Onların hesabını görmek, sadece Rabb'ime düşer. Keşke bu gerçeğin bilincinde olsanız.

– Seyyid Kutub

وَمَآ أَنَاْ بِطَارِدِ ٱلْمُؤْمِنِينَ ١١٤

Mü'minleri yanımdan kovmak bana yakışmaz.

– Seyyid Kutub

إِنْ أَنَاْ إِلَّا نَذِيرٌ مُّبِينٌ ١١٥

Ben sadece açık sözlü bir uyarıcıyım.

– Seyyid Kutub

قَالُواْ لَئِن لَّمْ تَنتَهِ يَٰنُوحُ لَتَكُونَنَّ مِنَ ٱلْمَرْجُومِينَ ١١٦

Soydaşları; «Ey Nuh, eğer bu dediklerinden vazgeçmezsen taşa tutulup öldürülenlerden olacaksın» dediler.

– Seyyid Kutub

قَالَ رَبِّ إِنَّ قَوْمِى كَذَّبُونِ ١١٧

Bunun üzerine Nuh dedi ki: «Ya Rabbi, soydaşlarım beni yalanladılar.

– Seyyid Kutub

فَٱفْتَحْ بَيْنِى وَبَيْنَهُمْ فَتْحًا وَنَجِّنِى وَمَن مَّعِىَ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ ١١٨

Onlar ile aramdaki meseleyi sen kesin çözüme bağla; beni ve yanımdaki mü'minleri kurtar.»

– Seyyid Kutub

فَأَنجَيْنَٰهُ وَمَن مَّعَهُۥ فِى ٱلْفُلْكِ ٱلْمَشْحُونِ ١١٩

Bunun üzerine Nuh'u ve yanındakileri dolu bir gemiye bindirerek kurtardık.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu