بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَمَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ أَجۡرٍۖ إِنۡ أَجۡرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ١٠٩

Buna karşı ben sizden bir ecir de istemiyorum, benim ecrim ancak Rabb’ül-âlemîn’e aiddir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak alemlerin Rabbına aittir.

– İbni Kesir

“Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir.”

– Diyanet İşleri

«Ben buna karşı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim mükâfatım aalemlerin Rabbinden başkasına aaid değildir».

– Hasan Basri Çantay

Ben bu çağrı hizmetime karşılık sizden herhangi bir ücret istemiyorum, benim çabamın karşılığını verecek olan alemlerin Rabb'idir.

– Seyyid Kutub

فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ ١١٠

Gelin Allah’dan korkun bana itaat edin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O halde Allah'tan korkun da bana itaat edin.

– İbni Kesir

“O hâlde, Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!”

– Diyanet İşleri

«O halde Allahdan korkun ve bana îtâat edin».

– Hasan Basri Çantay

O halde Allah'tan korkunuz ve çağrıma uyunuz.

– Seyyid Kutub

۞ قَالُوٓاْ أَنُؤۡمِنُ لَكَ وَٱتَّبَعَكَ ٱلۡأَرۡذَلُونَ ١١١

Dediler: hiç biz sana inanır mıyız ? Senin ardına hep o ezrail düşmüş?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sana mı inanacağız? Halbuki sana uyanlar en rezil kimselerdir, dediler.

– İbni Kesir

Dediler ki: “Sana hep aşağılık kimseler uymuş iken, biz hiç sana inanır mıyız?”

– Diyanet İşleri

Dediler ki: «Arkana hep bayağı kimseler düşmüşken biz sana îman eder miyiz»?

– Hasan Basri Çantay

Soydaşları, «peşinden gelenler aramızdaki ayak takımı iken hiç biz sana inanır mıyız» dediler.

– Seyyid Kutub

قَالَ وَمَا عِلۡمِي بِمَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ ١١٢

Benim ne ılmim olabilir? dedi: onlar ne yapıyorlarmış.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Dedi ki: Onların yapmakta oldukları şeyler hakkında bir bilgim yoktur.

– İbni Kesir

Nûh, şöyle dedi: “Onların yaptıklarına dair benim ne bilgim olabilir?”

– Diyanet İşleri

(Nuuh): «Benim onların neler yapmakda olduklarına bilgim yokdur» dedi.

– Hasan Basri Çantay

Nuh dedi ki; «Onların neler yaptıklarını ben bilemem.»

– Seyyid Kutub

إِنۡ حِسَابُهُمۡ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّيۖ لَوۡ تَشۡعُرُونَ ١١٣

Sizin şuurunuz olsa onların hesabı ancak Rabb’ime aiddir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onların hesabı ancak Rabbıma aittir. Keşki düşünseniz.

– İbni Kesir

“Onların hesaplarını görmek ancak Rabbime aittir. Bir anlayabilseniz!”

– Diyanet İşleri

«Onların hesabı Rabbimden başkasına aaid değildir, eğer ince düşünürseniz... »

– Hasan Basri Çantay

Onların hesabını görmek, sadece Rabb'ime düşer. Keşke bu gerçeğin bilincinde olsanız.

– Seyyid Kutub

وَمَآ أَنَا۠ بِطَارِدِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ١١٤

Hem ben iman edenleri koğmaya memur değilim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve ben, inananları kovacak değilim.

– İbni Kesir

“Ben inananları kovacak değilim.”

– Diyanet İşleri

«Ve ben o mü'minleri (sizin hatırınız için) tardedici de değilim».

– Hasan Basri Çantay

Mü'minleri yanımdan kovmak bana yakışmaz.

– Seyyid Kutub

إِنۡ أَنَا۠ إِلَّا نَذِيرٞ مُّبِينٞ ١١٥

Ben ancak açık, bir nezirim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ben, ancak apaçık bir uyarıcıyım.

– İbni Kesir

“Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.”

– Diyanet İşleri

«Ben (gelecek tehlikelerle) apaçık korkutandan başka (bir kimse) de değilim».

– Hasan Basri Çantay

Ben sadece açık sözlü bir uyarıcıyım.

– Seyyid Kutub

قَالُواْ لَئِن لَّمۡ تَنتَهِ يَٰنُوحُ لَتَكُونَنَّ مِنَ ٱلۡمَرۡجُومِينَ ١١٦

And ederiz ki dediler; eğer vazgeçmezsen yâ Nuh! Mutlak ve muhakkak recm edilenlerden olacaksın.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ey Nuh, eğer son vermezsen, sen muhakkak taşlananlardan olursun, dediler

– İbni Kesir

Dediler ki: “Ey Nûh! (Bu işten) vazgeçmezsen mutlaka taşlananlardan olacaksın!”

– Diyanet İşleri

Dediler ki: «Ey Nuuh, sen (bu dediğinden) vaz geçmezsen muhakkak ki taşlanmışlardan olacaksın».

– Hasan Basri Çantay

Soydaşları; «Ey Nuh, eğer bu dediklerinden vazgeçmezsen taşa tutulup öldürülenlerden olacaksın» dediler.

– Seyyid Kutub

قَالَ رَبِّ إِنَّ قَوۡمِي كَذَّبُونِ ١١٧

Yâ Rab! dedi: anlaşıldı ki kavmim beni tekzib ettiler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O da dedi ki: Rabbım, doğrusu kavmim beni yalanladı.

– İbni Kesir

Nûh, şöyle dedi: “Ey Rabbim! Kavmim beni yalanladı.”

– Diyanet İşleri

(Nuuh): «Rabbim, dedi, hakıykat kavmim beni tekzîb etdi».

– Hasan Basri Çantay

Bunun üzerine Nuh dedi ki: «Ya Rabbi, soydaşlarım beni yalanladılar.

– Seyyid Kutub

فَٱفۡتَحۡ بَيۡنِي وَبَيۡنَهُمۡ فَتۡحٗا وَنَجِّنِي وَمَن مَّعِيَ مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ١١٨

Artık benimle onların arasını nasıl ayırt edeceksen et de bana ve beraberimdeki mü'minlere necat ver.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Artık benimle onların arasında Sen, bir hüküm ver. Beni ve beraberimdeki mü'minleri kurtar.

– İbni Kesir

“Artık onlarla benim aramda sen hükmet. Beni ve benimle birlikte olan mü’minleri kurtar.”

– Diyanet İşleri

«Binâen'aleyh benimle onların arasındaki hükmü Sen ver de beni ve berâberimdeki mü'minleri kurtar».

– Hasan Basri Çantay

Onlar ile aramdaki meseleyi sen kesin çözüme bağla; beni ve yanımdaki mü'minleri kurtar.»

– Seyyid Kutub

فَأَنجَيۡنَٰهُ وَمَن مَّعَهُۥ فِي ٱلۡفُلۡكِ ٱلۡمَشۡحُونِ ١١٩

Bunun üzerine biz de onu ve beraberindekileri o dolu gemide necata çıkardık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bunun üzerine Biz de, onu ve beraberindekileri, dolu bir gemi içinde kurtardık.

– İbni Kesir

Derken biz onu ve beraberindekileri dolu geminin içinde (taşıyıp) kurtardık.

– Diyanet İşleri

Bunun üzerine biz onu da, beraberinde olanları da o dolu (yüklü) geminin içinde selâmete erdirdik.

– Hasan Basri Çantay

Bunun üzerine Nuh'u ve yanındakileri dolu bir gemiye bindirerek kurtardık.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu