بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَٱجۡعَل لِّي وَزِيرٗا مِّنۡ أَهۡلِي ٢٩

Kendi ailemden bir vezir ver bana;

– İbni Kesir

هَٰرُونَ أَخِي ٣٠

Kardeşim Harun'u.

– İbni Kesir

ٱشۡدُدۡ بِهِۦٓ أَزۡرِي ٣١

Onunla destekle beni.

– İbni Kesir

وَأَشۡرِكۡهُ فِيٓ أَمۡرِي ٣٢

Onu işimizde ortak yap,

– İbni Kesir

كَيۡ نُسَبِّحَكَ كَثِيرٗا ٣٣

Ki seni daha çok tesbih edelim.

– İbni Kesir

وَنَذۡكُرَكَ كَثِيرًا ٣٤

Ve seni daha çok analım.

– İbni Kesir

إِنَّكَ كُنتَ بِنَا بَصِيرٗا ٣٥

Şüphesiz ki Sen, bizi görmektesin.

– İbni Kesir

قَالَ قَدۡ أُوتِيتَ سُؤۡلَكَ يَٰمُوسَىٰ ٣٦

Buyurdu: Ey Musa; istediğin sana verilmiştir.

– İbni Kesir

وَلَقَدۡ مَنَنَّا عَلَيۡكَ مَرَّةً أُخۡرَىٰٓ ٣٧

Zaten sana, başka bir defa daha lutufta bulunmuştuk.

– İbni Kesir

إِذۡ أَوۡحَيۡنَآ إِلَىٰٓ أُمِّكَ مَا يُوحَىٰٓ ٣٨

Hani annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmiştik.

– İbni Kesir

أَنِ ٱقۡذِفِيهِ فِي ٱلتَّابُوتِ فَٱقۡذِفِيهِ فِي ٱلۡيَمِّ فَلۡيُلۡقِهِ ٱلۡيَمُّ بِٱلسَّاحِلِ يَأۡخُذۡهُ عَدُوّٞ لِّي وَعَدُوّٞ لَّهُۥۚ وَأَلۡقَيۡتُ عَلَيۡكَ مَحَبَّةٗ مِّنِّي وَلِتُصۡنَعَ عَلَىٰ عَيۡنِيٓ ٣٩

Onu bir sandığa koy da suya bırak. Su onu kıyıya atar. Bana da, ona da düşman olan birisi onu alır. Gözümün önünde yetişesin diye, senin üzerine katımdan bir sevgi koydum.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu