بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

الٓرۚ تِلْكَ ءَايَٰتُ ٱلْكِتَٰبِ وَقُرْءَانٍ مُّبِينٍ ﴿١

Elif, Lam, Ra. Bu işte kitabın ve bir Kur'an’ı mübînin âyetleri.

— Elmalılı Hamdi Yazır

رُّبَمَا يَوَدُّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لَوْ كَانُواْ مُسْلِمِينَ ﴿٢

Bir zaman olur küfredenler arzu çekerler ki müslüman olsa idiler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

ذَرْهُمْ يَأْكُلُواْ وَيَتَمَتَّعُواْ وَيُلْهِهِمُ ٱلْأَمَلُۖ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ ﴿٣

Bırak onları yesinler içsinler, zevketsinler, emel, kendilerini egliye dursun, sonra bilecekler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَمَآ أَهْلَكْنَا مِن قَرْيَةٍ إِلَّا وَلَهَا كِتَابٌ مَّعْلُومٌ ﴿٤

Biz hiç bir memleketi her halde malûm bir yazısı olmaksızın helâk etmedik.

— Elmalılı Hamdi Yazır

مَّا تَسْبِقُ مِنْ أُمَّةٍ أَجَلَهَا وَمَا يَسْتَـْٔخِرُونَ ﴿٥

Hiç bir ümmet ecelini ne sebkeder nede geriletebilirler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَقَالُواْ يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِى نُزِّلَ عَلَيْهِ ٱلذِّكْرُ إِنَّكَ لَمَجْنُونٌ ﴿٦

Bir de ey o kendisine zikr indirilmiş olan, dediler : mutlaka sen mecnunsun!

— Elmalılı Hamdi Yazır

لَّوْ مَا تَأْتِينَا بِٱلْمَلَٰٓئِكَةِ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ ﴿٧

Getirsene o melâikeyi sadıklardan isen!

— Elmalılı Hamdi Yazır

مَا نُنَزِّلُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةَ إِلَّا بِٱلْحَقِّ وَمَا كَانُوٓاْ إِذًا مُّنظَرِينَ ﴿٨

Biz o melâikeyi ancak hakk ile indiririz ve o vakit onlara göz açtırılmaz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا ٱلذِّكْرَ وَإِنَّا لَهُۥ لَحَٰفِظُونَ ﴿٩

Şüphe yok o zikri biz indirdik biz, her halde biz onu muhafaza da edeceğiz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا مِن قَبْلِكَ فِى شِيَعِ ٱلْأَوَّلِينَ ﴿١٠

Celâlim Hakk’ı için senden önce evvelkilerin şîaları içinde de Resuller gönderdik.

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR